Yedili Masa’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından “Hayatımın projesi” diyerek paylaştığı videoda, tarihi İpek Yolu’nu canlandıracaklarını söyledi. Halihazırda kullanılan ve Türkiye ile Çin arasında onlarca sefer yapılan güzergahın fotoğrafını eline alan CHP lideri, “Ne Batı ne Doğu, bu Türk'ün Yolu” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun ‘Türk’ün Yolu’ projesinde Azerbaycan’a yer vermemesi dikkat çekti.( kaynak)
Faktyoxla Lab. (Teyit laboratuvarı) olarak Kılıçdaroğlu’nun hayatımın projesi diye anlattığı Azerbaycansız projenin aslında neye hizmet ettiğini, gerçekten de yeni bir proje mi olduğunu okurlarımız için araştırdık.
Öncelikle, Türkiye Çin’in, 2013 yılında ilan ettiği Asya-Avrupa kara ve deniz ticaret hattında yer alan 60’ın üzerinde ülke arasında bir ulaştırma alt yapısı kurmayı, ayrıca ticaret ve yatırım ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen Kara ve Deniz İpek Yolu Projesi (One Belt One Road-OBOR)’ne 2017 yılında katıldı. Yeni İpek Yolu’nu üçüncü koridor üzerinden canlandırmak isteyen Çin, Orta Koridor’una 8 trilyon dolar yatırım yapmaya hazırlanırken, Türkiye’de de bu projenin önünü açacak iki önemli adım atıldı. Türkiye’nin içinde yer aldığı orta koridora yapılacak yatırımlar toplamının 8 trilyon doları, sadece ulaştırma alt yapısı için 40 milyar doları bulması beklenmekteydi. Orta Koridor, tarihi “İpek Yolu”nun canlandırılmasını hedeflenmektedir. Geçmişte de bu koridorda yer alan Türkiye topraklarının sisteme entegrasyonu için Türkiye-Çin arasında imzalana anlaşma ile ilk aşamada 40 milyar dolarlık bütçe öngörüldü ve her yıl yatırımlar için 750 milyon dolar harcanması planlandı. “Orta Koridor” kapsamında Türkiye ile Çin arasında imzalanan, “İpek Yolu Ekonomi Kuşağının 21. Yüzyıl Denizdeki İpek Yolunun ve Orta Koridor Girişiminin Uyumlaştırılmasına İlişkin Mutabakat Zaptı Tasarısı” ile “Türkiye-Çin Demiryolu İşbirliği Anlaşma Tasarısı” TBMM onayından geçti. Diğer yandan Eylül/2016’da Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye Ulaştırma Bakanlarının katılımıyla imzalanan Aşkabat Bildirisi OBOR kapsamında Türkiye’nin konumunu güçlenmesi yönünde çok önemli bir adımdır. Bu adımlar aynı zamanda faaliyette olan Marmaray ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü yatırımları ile desteklenmiş, ayrıca 3. Havalimanı, Bakü-Tiflis-Kars, Edirne-Kars Demiryolu projeleri ile desteklenmeye devam edilmektedir. Türkiye bu somut adımlarla OBOR’un kara ayağına dahil olmuştur. Diğer yandan Çin’in kuruluşu ve dünyanın en büyük lojistik işletmelerinden birisi olan COSCO, COSCO Pasific iştiraki ile Türkiye’nin en fazla konteyner elleçleyen 3. Limanı olan Kumport’u satın alması, çok somut bir gelişme olarak kayıtlara girdi. Çünkü bu satın alım ile Türkiye, OBOR’un deniz ayağına da dahil oldu.( kaynak)
Ayrıca, şunu da belirtmeliyiz ki, şu an kullanılan hat üzerinde Azerbaycan’da 430 kilometrelik ve Hazer Denizi’nde de 420 kilometrelik iki farklı güzergah bulunuyor. Ama ne yazık kı, ‘‘Görsünler Batı'yı, Doğu'yu ne kadar umursuyormuşum. Ben Doğu-Batı diye ayırmam Türk devletinin menfaatleri neredeyse orada olurum. Açıklayacağım proje Türk devletinin gerçek manada Türk dünyasıyla buluşma projesidir" diye konuşan Kılıçdaroğlu Azerbaycan’ın payına düşen toplam 850 kilometrelik alanı görmezden geldi ve o yolun İran üzerinden geçeceğini duyurdu. ( kaynak)
Bunca ortada çalışma varken, CHP liderinin Azerbaycan'ın yanı sıra Çin ve Orta Asya'yı, hatta Ermenistan ve Avrupa'yı birbirine daha rahat bağlama potansiyeline sahip sosyal, ekonomik, jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir proje olarak nitelendirilen Zengezur Koridoru’nu hiçe sayması da ayrı bir olay. Aslında şaşırdık mı, hayır!
Zira kendisinin daha önce de Azerbaycan’ı aşağılamağa kalkıştığını biliyoruz. Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla Ro-Ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin- 2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum. Yabancı TIR’lardan alınmayan paraların Türk TIR’larından alındığını biliyorum. 2 devlet, bir millet güzel. Bizim TIR’lara neden farklı muamele ediyorsunuz, bunu sormayacak mıyız? Bir telefona bakar.
Konuyla ilgili uzmanların da görüşlerine baş vurduk.
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı, Dünya muhabirler Birliği Türkiye başkanı İsmet Taş CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar sanki İpek Yolu hiç gündeme gelmemiş, ilk defa kendi gündeme getiriyormuş gibi çok büyük bir projem diye açıklamasına şaşırdığını söyledi. Üstelik Azerbaycan’ın adını ağzına bile almadan bunu yapmasının da ayrı bir gaf olduğunu dile getiren Taş muhabirimize verdiği demeçte şu hususları dile getirdi: ‘’ Siz şayet bir devletin yönetimine talipseniz, dünya tarihini ve yönetmek istediğiniz ülkeyi bilmek, tanımak zorundasınız. Ekonomisiyle, kültürüyle, ticaretiyle, insan yapısıyla.
Sayın Kemal Kılıçtaroğlu, son on yıldır Türkiye’nin yönetimin de olmak için mücadele ediyor. Bunu yaparken de, ne dünyayı ne de Türkiye’yi tanımak için en ufak bir gayret göstermiyor. Bunun içinde sürekli olarak yapılan seçimlerde iktidara gelen partinin yarısı kadar oy alarak sürekli Ana Muhalefet Partisi olmaktan öteye gidemiyor.
İnanılmaz gaflar ile tarihe geçen Sayın Kılıçtaroğlu bugünde kendisini mahcup etmek için pot üzerine pot kırmış, gaf üzerine gaf yapmıştır.
Türkiye’nin kabul görmüş, oturmuş, barış ve demokrasiye dayalı bir dış politikası var. Örneğin; Rusya-Ukrayna arasında ki savaşta tarafsızlığını korumuş, dünya ülkeleri arasında barışa adını yazdırmıştır. Tahıl koridoru ile bütün ülkelerin takdirini kazanmış, dünyanın en güvenilir ülkeleri arasında yer almıştır. Sayın Kılıçtaroğlu ise iktidara geldiğinde Batı tarafında yer alacağını onlarla birlikte hareket edeceği demecini vererek, politik bir skandala imza atmıştır.
Ve Sayın Kılıçtaroğlu’nun, çok büyük bir projem dediği, Tarihi İpek Yolu. Tarihi İpek Yolu’nun, birçok ülkenin yanı sıra, Kafkasya’da geçmesine rağmen başta Azerbaycan’ın olmak üzere bu hattı yok saymıştır.
Sayın Kılıçtaroğlu’nun bilmediği veya öğrenmeyi unuttuğu husus ise, 2012 yılında, ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmek maksadı ile Yeni İpek Yolunun hayata geçirilmiş olmasıdır. Üstelik kara ve demiryoluyla gerçekleştirilen bir yol. Bu yol, Kafkasya’da, Gürcistan, Azerbaycan ve diğer birçok Türk Devletinden geçerek Çin’e ulaşmaktadır.
Sayın Kılıçtaroğlu bilmelidir ki; devleti yönetmek, dünyayı tanımaktan geçer. Ve o dünya Azerbaycan’sız asla olmaz.
Kafkasların, Türkistan’ın, Orta Asya’nın kalbi Azerbaycan’dır. Azerbaycan’ın yok saymak, kendini inkâr, Türkistan’ı yok saymaktır. Birileri Sayın Kılıçtaroğlu’na bunu hatırlatmalıdır.’’
Siyasetbilimci Cihad Rahmi Akar sitemize verdiği özel demeçte CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Türk yolu'' diye Türk milletine sunduğu projeyi anlattığı videoyu izleyince pek şaşırmadığını belirtti. Akar, eskiden de bildiği bir gerçeği adeta kendisi için bir daha netleştirdiğini dile getirdi.
Onun sözlerine göre, bu insanların siyasetten, uluslararası ilişkilerden, hatta şöyle söylemek gerekirse, dünyanın nasıl döndüğünden haberleri bile yok: ‘‘Sayın Kemal Kılıçdaroğlu alternatif İpek yolunun nasıl gerçekleşeceğini anlatıyor, ama ortada cevap verilmesi gereken bir sürü soru var: Öncelikle, Çin-Orta Asya-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye-Güney Avrupa istikametinde yıllardır süregelen bir çalışma var ve ortaya çıkan tüm pürüzlere rağmen, bu konuda belli bir ilerleme sağlanmış durumda. Peki, bu ilerleme 14 Mayıs'tan sonra sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Türkiye taraftan rafa mı kaldırılacak?! Rafa kaldırılacaksa, buna diğer ülkelerin tepkisi ne olacak?! Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi peki, Çin ve ittifakındaki ülklerden gelecek tepkilere karşı önlemlerini almış durumdalar mı?! Yoksa, daha önceki iktidarlarında olduğu gibi olayı tamamen tesadüflere mi bırakmış durumdalar?! Kimse lütfen bana yeni projede İran'ı sırf bu yüzden tercih ettiklerini söylemesin. Zira, bu asla akıl karı bir durum değil. 20 yıldır tüm alanlarda kardeşlikten de öte bir işbirliği içinde olduğumuz Azerbaycan'ı olayın dışına iterek Türk yolunu İran üzerinden sürdürmek ve adına Türk yolu dedikleri bir projede Türkiye, Kazakistan; Türkmenistan gibi Türk Devletler Birliğine üye olan devletlerin yanına bir de İran'ı eklemek aynı zamanda bir şeyin daha habercisi: sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi siyasetten, uluslararası ilişkilerden bihaber oldukları gibi aynı zamanda cografya ve tarih ilimlerinden de bihaberler. Zira, haberdar olmuş olsalardı, şunu anlarlardı: tarihsel ve bölgesel bağlarımız açısından Azerbaycan bize İran'dan fersah fersah daha yakın.’’
Cihad Rahmi Akar aynı zamanda bazılarının kalkıp şöyle bir bahane uydurduklarını da söyledi: ‘‘Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu projeyle Batı Azerbaycan'ı düşünüyor. Zaten kullandıkları dile baktığımız zaman konunun ne olduğu anlaşılıyor. Bizler yanı Türkiye özellikle son 20 yılda İran'daki Azerbaycan Türklerinin yaşadıkları bölgelerden bahsederken kesinlikle ‘‘Batı Azerbaycan’’ ifadesini kullanmıyor, onun yerine Güney Azerbaycan diyoruz. Şimdi sayın Kılıçdaroğlu'yu savunan kişilerin o bölge için Batı Azerbaycan demeleri, zaten onların hangi akla hizmet ettiklerini gösteriyor. Ayrıca, bu proje İran'ın güneydoğusundaki Sistan-Belucistan eyaletini ülkenin kuzeydoğusuna bağlayacak Çabahar-Zahidan-Sarhas demiryolu projesinin terkibidir. Yıllardır bu projenin tamamlanmasıyla İran'ın demiryolu ağının Orta Asya ülkelerine de bağlanacağını tüm medya yazıyor. Hal böyleyken, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi acaba neden bu projeyi yeniymiş gibi kamuoyuna takdim ediyor?!
Düşünsenize, bu proje gerçekleşiyor ve Türkiye'nin Azerbaycan üzerinden, daha net ifade edecek olursak, Zengezur Koridoru üzerinden Türk dünyasına ulaşma düşüncesi, yani Turan yolu projesi tamamen hayal oluyor.
Bu projenin suya düşmesi kimin işine geliyorsa, kim Ermenistan'ın ve İran'ın rahat nefes almasını istiyorsa, emin olun, şuan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesini isteyen güçler de aynı güçlerdir.’’
Uluslararası ilişkiler uzmanı İsmail Cingöz muhabirimize verdiği demeçte öncelikle, Pekin'den Londra'ya uzanan yol güzergahının adının tarihen her ne kadar İpek Yolu olarak geçiyor olsa da, yeni dünya düzeninde Türk Cumhuriyetlerinden Pekin'in hemen üstünden Doğu Türkistan'dan başlayan bir güzergahtan geçerek Türkiye'ye ve Avrupa'ya uzanan bir demiryolundan bahsedildiğini söyledi.
Onun sözlerine göre, bunun adı Türk İpek yoludur, diğer bir adıysa Türk yoludur ki, zaman zaman bizler de bu yolu Türk yolu olarak dile getirdik: ‘‘Bu da Zengezur koridoru üzerinden açılacak bir yoldur. Zaten İran uzun bir süredir bu sürecin gerçekleşememesi için çalışıyor. Bu koridorun açılmasına en büyük engeli çıkaran ülke de İran. Bir tarafta bu koridorun açılmasını istemeyen İran var, bir de Rusya ile İran'ın maşa olarak kullandığı Ermenistan da bu ittifakın içinde yer alıyor. Burda İran'ın bu koridorun açılmasına karşı olmasının iki sebebi var: birinci maddi kayıplar, ikinci Türk dünyasının, yani Türk ülkelerinin bir birileriyle aracısız olarak baglantısının saglanması istenmiyor. Türk devletlerinin gerek kara, gerekse de demir yolu üzerinden aralıksız bir şekilde Türkiye Azerbaycan üzerinden, yani Nahçivan Özerk Cumhuriyeti bağlantısı ile, ordan da Orta Asya'ya deniz yoluyla ulaşacak olan bu yol stratejik ve aynı zamanda güvenlik açısından İran için tehdit teşkil ediyor. Bunun da nedeni bellidir: orda 40 milyona yakın Azerbaycan Türk'ü yaşamaktadır. Bunun dışında şunu da belirtmeliyiz ki, İran'da yaklaşık 40 milyonluk Azerbaycan Türk'ü de dahil olmakla toplam 50 milyon Türk nüfusu bulunmaktadır. Bunun da etkisiyle İran büyük bir bölünme korkusu yaşamaktadır. Zengezur Koridoru'nun hayata geçmemesi için uğraşan İran'ın bu yöndeki kaygılarından bir tanesi de maddi kayıplarının olmasıdır. Ayrıca, bundan yaklaşık bir kaç ay önce Çin'in aracılığıyla İran ile Suudi Arabistanı bir araya geldiler. İran ile Suudi Arabistanı'nın bir araya gelmesi demek bu İpek yolu güzergahı içinde Çin'in elinin daha güçlenmesidir. Çin herhangi bir korku yaşamıyor, korkuyu yaşayan ülke İrandır. İran da bu süreci kendi lehine dönüştürmek adına bir takım adımlar atıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu bu ismi ve bu haritayı neden kullandı derseniz, son dönemlerde ipek yolu isminin Türk yolu ismiyle değiştirilmesi konusunda çeşitli akademisyenlerin önerileri ve makaleleri mevcuttur ki, bu öneriler de bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu'na ulaşmıştır ve kendisi de bu ismi zikretmiştir. Ama bu süreçte tabii ki, Azerbaycan dışlanamaz ve zaten dışlanması da mümkün değildir.’’
Siyasetbilimci Tugrul Camazsa sitemize verdiği demeçte şunu söyledi: ‘‘Türk dünyasına İran üzerinden bağlanmak fikrini öncelikle bir tartışmak gerekir. Türk dünyasına Azerbaycan gibi bir Türk ülkesi varken, İran üzerinden bu süreci yönetmek, gerekli tüm stratejiyi, lojistiği Türkiye ile Türk dünyasının birlesmesine karşı olan bir ülke üzerinden kurmak oldukça yanlış bir adimdır. Zaten kanımca, İran böyle bir sürecin içine kesinlikle girmeyecektir. Böyle bir sürecin bir parçası olmak yerine bu süreci baltalamak için elinden geleni ardına koymayan ve hatta şuan bile Ermenistan Azerbaycan sorunu çerçevesinde Ermenistan lehinde Azerbaycan'a ve Türkiye'ye karşı tavır alan, bunu da askeri tatbikatları ve diğer fiili hareketleriyle ortaya koyan bir ülkenin üzerinden Türk dünyası ile iletişim kurmak bir kere bu sürecin devamlı ve verimli olmayacağı anlamına gelir. Tam tersi burda İran yerine Azerbaycan üzerinden bu sürecin Kazakistan ve Türkmenistan limanlarına giden ulaşım ağlarına hali - hazırda olan deniz ulaşımı da dahil edilerek sağlanması kesinlikle doğru bir karar olacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Azerbaycan'ı safdışı bırakarak İran üzerinden bu ticareti planlıyor olması Azerbaycan'ın bölgedeki stratejik önemini hafife almak ya da zayıflatmak anlamına gelir ki, böyle bir durumda bir rekabet halinde olduğunuz, her ne kadar şuan açık gözükmese de tarihen bir rekabet içinde bulunduğunuz ülkeyi güçlendirmek, Azerbaycan yerine rakibinizle, muhtemelen gelecekte rekabet halinde olacağınız bir ülkeyi güçlendirmek zaten mantıklı değil ve asla da olamaz. Bu anlamda Azerbaycan üzerinden Orta Asya'ya ulaşmak ve bu bölgede Azerbaycan'ı daha da güçlendirmek Türk dünyası ile olan iletişimi Kafkasya'da son derece stratejik bir konuma sahip bir Azerbaycan üzerinden yapmak daha mantıklı, daha anlaşılır bir adım olacaktır. Şuan bahsi geçen ve kurulması muhtemel yeni dünyanın en stratejik noktalarından birisi olacak olan Kafkasya'da dağıtılacak bu büyük payı Azerbaycan'a vermek varken, kalkıp bunu İran'a vermek yanlış olduğu kadar, aynı zamanda saçma bir karar olacaktır. Çünkü
siz isteseniz de, istemeseniz de bu bölgenin parlayan yıldızı Azerbaycan olacak ve Azerbaycan'ın bu canlanması Türkiye'nın Doğu, Güneydoğu ve Kuzey doğu Anadolu bölgelerini de haliyle canlandıracaktır.
Süreç bu yönde ilerlerken ve daha önce Orta Asya ile iletişim Azerbaycan üzerinden yapılırken, Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi Orta Asya ülkelerinin Türkiye limanlarına ulaşabilmeleri için kilit ülke İran değil, yine Azerbaycan olmalı.’’
Göründüğü üzere,
-Kılıçdaroğlu’nun hayatımın projesi diye takdim ettiği projenin Türk dünyasını parçalamak amacıyla ortaya atıldığı doğrudur,
-Azerbaycan’ı görmezden gelen bu projeyle Kılıçdaroğlu Zengezur Koridoru’nu ortadan kaldırıyor,
-Aynı zamanda Ermenistan’ı zor durumdan kurtaran bu projeyle İran daha da güçlenmiş olacak,
-CHP liderinin Zengezur koridoru üzerinden açılacak yolu kendi projesi olarak takdim etmesiyse sadece olayı manipüle etmek girişiminden başka bir şey değildir.