Ermenistan'daki "Karabağ projesinin" başarısızlığa uğramasından sonra, Ermeni tarafının topraklarının bir parçası olarak "ataların Ermeni toprakları" olarak gördüğü Gürcistan'a giderek daha fazla dikkat ettiklerine dair bir his var. Hatta bir keresinde Ermeniler ‘‘Noyan Tapan’’ televizyonu üzerinden yaptıkları propoganda zamanı genel olarak Gürcistan'ın varlığını Ermenilere borçlu olduğunu bile söylediler.

Ermeniler için özellikle ilgi çekici olan, Samtshe-Cavaheti'nin Gürcü bölgesidir. 44 günlük Karabağ'daki Vatan Savaşı sırasında bile, Ermenistan'da ve Ermeni diasporasında Ermeni tarafının kaybettiğine dair bir anlayış varken, Ermeni toplumunun Rusya'daki temsilcisi siyaset bilimci Mariam Hovsepyan, “Cavakh”  (Cavahetya'nın Ermenice adı) bölgesinin bir Ermeni toprağı olduğunu belirtti, her an onun Gürcistan’dan ayrılabileceğini sözlerine ekledi.( Kaynak)

KavkazPlus'ın haberine göre, bu yılın Aralık ayında, Gürcistan'daki Ermeni diasporasının temsilcisi Kristina Arakelova, “Gürcistan'da Ermeni diline baskı yapıldığını” duyurdu.( Kaynak)

Ermeni tarafı Karadeniz'e inme arzusunu gizlemiyor. Görünüşe göre Samtshe-Cavahetya bu olayların sadece başlangıç ​​noktası. Bir süre önce Ermeni siyaset bilimci Hrazdan Madoyan, "Javakhk'ın Gürcistan'a haksız transferi" konusunda şikayette bulundu.( Kaynak)

Gürcistan, Ermeni toprak iddialarına karşı dikkatli olmalıdır. Ermenistan, Gürcistan ile Rusya arasında yeni bir sıcak çatışmayı bekliyor. Etnik olarak Samtshe-Cavahetya'yi ele geçirdi, ekonomik olarak - Abhazya, Abhazya'nın etnik olarak ele geçirilmesine yakın. Yeni bir aşama başlıyor - diğer ulusları ve her şeyden önce Abhazların kendilerini sıkıştırarak. Bugün Abhazya'da bile bulunmayan Gürcistan, bu süreçlere tepki göstermeden edemiyor.

Durum ne kadar ciddi, Gürcistan endişe için sebepler olduğunu düşünüyor mu? Faktyoxla Lab olarak konuyla alakalı Gürcü siyaset bilimci ve analistlerin düşüncelerini derledik.

Gürcü siyaset bilimci Giorgi Mdivani’ye göre, Gürcistan hükümeti her zaman mümkün olduğu kadar halkın ve devletin çıkarlarından hareket ediyor.

Siyaset bilimciye göre, sık sık unutulan gerçekleri dikkate alarak çalışmak gerekiyor. Midvani Cavahetya'da bir Ermeni cemaati olduğunu inkar etmiyor: ‘‘Bu bölgenin sakinleri maalesef çok iyi Gürcüce konuşamıyorlar. Ancak tarihsel olarak Gürcistan her zaman hoşgörülü bir ülke olmuştur. Bu, en azından bir sokakta bir Gürcü kilisesi, bir cami, bir sinagog, bir Ermeni kilisesinin varlığı ile kanıtlanmaktadır. Hiçbir çatışma Gürcistan'ın çıkarlarına uygun değildir ve biz  bundan yana değiliz. Tüm sorunları sadece barışçıl bir şekilde çözmeliyiz. Hem Osetya'da (Tshinvali bölgesi) hem de Abhazya'da Gürcistan'ın bir parçası olma arzusu olmalıdır.

Ama Abhazya'ya gelince, tabii ki orada Ermeni taburları savaştı. Bir zamanlar Çeçenler de savaştı ve bu bir sır değil. Ancak Kuzey Kafkasya'nın temsilcileri olan İnguşlar hiçbir zaman Gürcülerle savaşmadı. Sovyet döneminde İnguşlar Kazakistan'a sürüldü. Terk edilmiş mülkle ilgilenmeye başlayan Gürcülerin yerleştiği evlerini terk ettiler. İnguşlar geri döndüğünde, Gürcüler evleri sağ salim onlara teslim ettiler.

Şimdi gelelim Ermenistan’a. Her ülkenin olduğu gibi onların da kendi çıkarları var. Ama Tiflis, ki bunu zaten söyledim, devletin çıkarlarından hareket etmelidir. Gürcistan mümkün olduğunca şeffaf, rasyonel ve duygulardan uzak hareket etmelidir. Ama hepsinden önemlisi, hiç kimseye ayrılıkçı duyguların tezahürü için bir bahane verilmemeli. Ve en önemlisi, dışarıdan gelen güçlerin iç işlerimize müdahale etmesine izin vermemeliyiz.’’(Kaynak)

 Gürcistan Bilimler Akademisi'nde profesörü, ekonomist Anzor Todadze Trend Haber Ajansı’na verdiği demeçte, dünya tarihinde, komşu bir ülkeye saygısızlık, halkın tarihi geçmişinin tahrif edilmesi ve kültürel mirasına sahip çıkmak için kaba bir girişimde bulunmanın benzerinin görülmediğini söyledi. Bilim adamına göre, tarihi gerçeklerin çarpıtılmasının başında gelen isimler sözde akademisyen Suren Ayvazyan ve diğerleri: "Ayvazyan'a göre Gürcistan, Kuzey Kafkasya ve Azerbaycan - Doğu Ermenistan topraklarında kuruldu. Sözde Bakurakert'in (Bakü) binlerce yıldır Doğu Ermenistan'ın başkenti olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. Ermenistan MÖ 2107'de kuruldu ", dedi Totadze.

Bilim adamı, "Azerbaycan ve Gürcü halkına karşı böyle vasat bir el tarafından yaratılmış, asılsız, saçma, farklı iddialarda bulunuluyor" diyor. Totadze, "Bu sözde bilim adamlarına göre, sadece o değil, tüm Güney Kafkasya binlerce yıldır Ermenistan toprakları olmuştur, bu da Ermeni bilim adamlarının acı dolu hayallerine tam olarak tekabül etmektedir. Bütün tahrifler, Ermenilerin Cevahetya'ya karşı sahip oldukları toprak iddialarına dayanmaktadır." diye  konuştu. Gürcü bilim adamı, Ermeni meslektaşlarının konuşmalarını tamamen yalanladı ve 1595'in sonunda Cavahetya'da nüfusun% 95'ini oluşturan Gürcülerin yaşadığını belirtti. Bilim adamına göre, Ermeniler ilk olarak 1829 sonbaharında Türkiye'den kaçarak burada ortaya çıkmışlar ve 1830 baharında onları büyük yerleşimci grupları izlemiştir. Sadece 1829-1831'de 25 bin Ermeni'nin Samtshe-Cavahetya'ya taşındığı tarihi bir gerçektir. Bilim adamına göre şu anda yaklaşık 70.000 Ermeni Cavahetya'da ve 250.000 Ermeni Gürcistan'da yaşıyor.

Totadze, "Dağlık Karabağ Azerbaycan'dır, Cavahetyysa Gürcistan'dır, Ermeni toprağı değil" dedi.( Kaynak)

Gürcü özel güvenlik servislerinin eski başkanı Irakli Batiashviliyse 1990'ların başında, Virk örgütünün Cavahetya’da olmadığını, 2000'lerin başında Cavahetya'de, artık özel hizmetlerin başkanı değil, parlamento savunma ve güvenlik komitesinin başkanı olduğunda bu örgütün ortaya çıktığını söyledi. Batiashvili’ye göre yabancı istihbarat teşkilatlarının güdümünde kurulan bu örgüt diğer yerel ayrılıkçılarla birlikte çalıştı. Güvenlik uzmanı Cavahetya'daki Ermeni ayrılıkçı örgütlerinin Gürcistan için ciddi sorunlar yaratacak kadar aktif hale gelip gelmemelerinin bölgedeki genel duruma ve dışarıdan ne zaman ve hangi komutları aldıklarına veya gelecekte nasıl yönlendirileceklerine bağlı olduğunu savundu.

Siyaset bilimci Tornike Sharaşenidze hala Erivan'da "Cavahetya"nın Gürcistan'ı etkilemek için bir araç olduğuna, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasındaki iletişimin gelişmesini engelleyebileceğine ve Tiflis'i Abhazya ve Güney Osetya üzerinden Ermeni "koridorları" ile anlaşmaya zorlayabileceğine inanan güçlerin var olduğunıu söyledi.

Siyaset bilimci Cavahetya'de ayrılıkçı çevrelerin mevcut olduğunu düşündüğünü, ancak bölgedeki durumu sarsmanın, Ahalkalaki üzerinden yeni Bakü-Tiflis-Kars güzergahında demiryolu trafiğine müdahale etmeye çalışmanın sorumsuzluktan öte bir şey olmadığını belirtti: ‘‘Belki Erivan'daki bazı insanlar böyle bir "kaldıraç" olduğu yanılsamasına sahiptir, ancak Ermenistan değil, ancak Gürcistan'ın etkili bir "kaldıraç"ı vardır, çünkü Gürcistan Ermenistan'ın yüzüne sınırını kapatırsa, işte o zaman Ermenistan asıl trajediyi yaşar."

Gazeteci Ramaz Sakvarelidze’ye göre, Ermenistan her zaman Abhazya üzerinden demiryolu trafiğinin ve Güney Osetya üzerinden otomobil trafiğinin açılmasında ısrar etti. Ama gazeteci Gürcistan’ın, Azerbaycan ile ilişkilerini geliştirerek bu iddialara bugüne kadar fazla ilgi göstermediğine, Azerbaycan ile ekonomik işbirliğinin güçlendirmenin Gürcistan için Ermenistan'dan çok daha cazip olduğuna dikkat çekti:  ‘‘Tabii ki ekonomik çıkarları siyasi çıkarlar takip ediyor. Ermenistan'ın da çeşitli iletişim projelerinde yer aldığı iddiaları var, ancak Gürcistan bu konularda Karabağ sorununu dikkate almaya çalışıyor.

‘‘Gürcistan Tiflis-Bakü-Erivan üçgeninde dengeyi ne kadar sağlayabilecek?’’ sorusuna gelinceyse, Sakvarelidze şunları söyledi: ‘‘Bu denge zaten Karabağ olayları sonucunda bozulmuştur. Ancak ihlalin başlatıcısı Gürcistan değil. Bakü-Tiflis-Ankara arasında önemli bir işbirliği hattı var ve bunu kimse bozamaz.’’

Gürcistan Devlet Başkanı'nın ihtilaf çözümünden sorumlu eski temsilcisi Irakli Machavariani meslek itibariyle bir Ermenibilimci olduğunu, Ermenice konuştuğunu ve Cavahetya'daki durumu gayet iyi bildiğini söyledi ve bölgede açık bir çatışma olmadığını, ancak bazı sorunların başından beri vardı ve şuan da var olduğunu belirtti: ‘‘Cavahetya'dakı Ermeni ayrılıkçılığı sorunu, etnik Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'ndan buraya taşındığı 19. yüzyıldan beri var olmuştur. Ahalkalaki ve Bogdanovka'ya yerleştiler. Üstelik etnik Ermeniler, Müslüman Gürcülerin tahliye edildiği toprakları işgal etti. O zamandan beri Cavahetya'da ayrılıkçı eğilimler sorunu var.

Sorunun Gürcü devletinin oluşumunun tamamlanana kadar devam edeceğini belirten Machavariani Gürcistan’ın henüz örneğin Fransa gibi köklü bir devlet olmadığını, ama buna rağmen Cavahetya'da yaşayan etnik bir Ermeni'nin kendisini Gürcistan vatandaşı olarak tanıması ve vatansever olması gerektiğini sözlerine ekledi: ‘‘Böyle bir bilinç tesis edilene kadar Cavahetya'da hep bir ayrılıkçılık tehlikesi var olacaktır.

Başka bir husussa, çatışmanın gerçekleşmesinin muhtemel olmamasıdır - sonuçta, Cavahetya'nın Ermeni nüfusu Ermenistan'a "itaat ediyor" ve Ermenistan'da, orada kaç hükümet değişirse değişsin, onlarla ilişkileri bozmanın kendileri için ne kadar tehlikeli olduğunu mükemmel bir şekilde anlıyorlar. Gürcistan, Azerbaycan ile sorunlar varoldukça ve Türkiye ile diplomatik ilişkiler  başlamadıkça Ermenistan için açık kapıdır. Aksi takdirde, Ermenistan'ın sonu bir "çanta" olacaktır.’’(Kaynak)

Görüldüğü üzere, Ermenistan sadece Türkiye ve Azerbaycanla sorun yaşamıyor. O, aynı zamanda diğer sınır komşusu Gürcistanla da ciddi anlamda sıkıntılı bir süreçten geçiyor ve bunun tek sorumlusu var: o da Ermenistan’ın kendisi! Gürcü aydınları da bu durumun farkında…