Ermenistan toplumunda Ezidilere karşı karşı ırksal ayrımcılığın mevcut olması artık hiç kimseye sır değil. Tüm alanlarda kendilerine karşı ayrımcılık yapıldığını artık Ezidiler de saklamıyorlar. Onlar sadece Sarkisyan döneminde değil, şuan Pasinyan iktidarında da aynı biçimde zor durumda olduklarını söylüyorlar. En son geçtiğimiz haftalarda bir Irak haber ajansında Ezidi insan hakları aktivisti Sashik Sultanyan ile yapılan bir röportaj yanlış yorumlandı ve aşırı sağcı provokatör Ermeniler bu röportajı onu devlet karşıtı bir komployla suçlamak için kullandılar. Şuan mahkemede sorgusu süren sonra Sultanyan’ın suçu saptanırsa, “etnik nefreti kışkırtmaktan” üç ila altı yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak ve yakında hapse atılacak.
Faktyoxla Lab. olarak daha önce de Ermenistan’daki Ezidilerin zor durumda olduklarını, toplumda sürekli olarak horlandıklarını yazmıştık. Son bir aydır Yezidi İnsan Hakları Merkezi Sivil Toplum Örgütü başkanı Saşik Sultanyan’ın yargılanma süreci devam ettiğinden konuyu tekrar araştırdık.
Yaklaşık bir yıl önce, aşırı sağcı aktivist Narek Malyan, Sultanyan'ın etnik nefreti kışkırttığı iddiasıyla ilgili olarak Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi'ne şikayette bulundu. Bu şikayetin ana kaynağı insan hakları aktivistinin Irak haber ajansı Yezidinews․com'a verdiği bir röportajdı. Sultanyan verdiği röportajda Ermenistan'daki Ezidi azınlığın karşılaştığı sorunlardan bahsetmişti.
Sultanyan’ın bahsettiği sorunlar, Ezidi cemaatinin okullarındaki dil uzmanlarının eksikliğinden, oligarklar tarafından yasadışı olarak ele geçirilmiş köy topraklarına, siyasi temsil eksikliğine ve özellikle kırsal nüfusun genel olarak fakirliğine kadar uzanıyordu.
Sultanyan basına verdiği demeçte “Bahsettiğim sorunların yüz yüze konuşulması gerekiyordu ve belki biraz duygusallıkla sade bir dille anlattım olanları. Ancak ifade ettiğim düşünceler hiçbir şekilde nefreti kışkırtmıyordu” – diye kendisine yönelen iddiaları reddetti.
Gazetecinin kendisini aradığında bu röportajın kaydedilip yayınlanacağını bilmediğini belirten insan hakları aktivisti sadece kişisel görüşlerini paylaştığını da sözlerine ekledi.
Sultanyan, röportajı yayınladıktan sonra gazeteciyle temasa geçtiğini ve daha sonra yayından kaldırdığını söylese de, videoların kopyaları hala internette mevcut.
Eylemciye hukuki yardım sağlayan Vanadzor'daki Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden avukatlar, çeviriyi "yanlış" olarak nitelendirerek, "görüşmenin mantığının çarpıtıldığını ve olumsuz bir bağlamda sunulduğunu" söyledi.
Vanadzor'daki Helsinki Yurttaşlar Meclisi'nden yapılan açıklamada, röportajın "onaylı bir tercüman bile olmayan önyargılı bir kişi" tarafından çevrildiği belirtildi.
Ekim 2020'de Ulusal Güvenlik Servisi resmi bir soruşturma başlattı ve Mayıs 2021'de Sultanyan suçlandı. Daha sonra, Ermenistan Milli Güvenlik Bakanlığı memurları insan hakları savunucusunun evinde ve Yezidi İnsan Hakları Merkezi'nin ofisinde arama yaparak, biri bir aile üyesine ait olan üç bilgisayara, iki cep telefonuna ve birkaç flash karta el koydu.
Ermenistan Başsavcısı tarafından 5 Ağustos'ta yayınlanan ve davaya ilişkin "bilgiler" içeren bir açıklamada, Sultanyan'ın iddiaya göre Ermenistan'da Yezidilerin "ayrımcılığa uğradığını ve eğitim haklarından, dillerini veya kültürlerini geliştirmekten mahrum bırakıldıklarını" belirttiği iddiasıyla "etnik nefreti kışkırtma" suçlamalarını haklı çıkardığını belirtiliyordu. Başsavcının Sultanyan'ın "Ezidilerin mülküne Ermenilerin el koyduğunu" ve "Yezidilerin devlet sisteminde ilerleme şansının olmadığını" iddia ettiği iddialarına da atıfta bulunduğu iddianın üslubuysa aşırı sağcı aktivist Narek Malyan'ın yaptığı şikayetle hemen hemen aynıydı: “Bu şu anlama geliyor: Ezidi asıllı Saşik Sultanyan, Ermenistan'da yaşıyor ve Nisan-Mayıs 2018'e kadar Ermenistan'da Ermeniler ve Yezidiler arasında çok iyi ilişkiler olduğunu açıkça söylüyordu. Hatta yeni Ermeni yetkililerini eski politikalarına devam etmeye çağırmıştı. Ancak Eylül 2019'da Soros'un ofisi Saşik Sultanyan'ın hayatında belirdi, Soros’tan ilk hibesini 10 bin dolar tutarında aldı. Bundan sonra Ermeni ve Yezidi halklarının bir arada yaşaması konusundaki fikrini hemen değiştirdi. Elbette, ülkenin ulusal güvenlik teşkilatı tüm bunların bağlantısını daha ayrıntılı olarak öğrenecek...”
Ancak 2020'de Saşik Sultanyan, ezdinews.com web sitesine Yezidi dilinde bir röportaj verdi ve şunları söyledi:
ˮErmenistan'daki Yezidilerin hakları korunmuyor, Ermenistan, Yezidiler de dahil olmak üzere ulusal azınlıkların haklarını korumaya yönelik uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Ermenistan'da Yezidi dili öğretilmiyor, dil gelişmiyor, Yezidiler Ermenistan'da kültürlerini kaybediyorˮ.
Ermenistan’ın önde gelen bir aşırı sağ aktivist ve kendisini "Ermenistan'daki yabancı ajanlar ağını ortaya çıkarmaya" odaklanmış olarak konumlandıran aşırı sağ bir grup olan VETO'nun kurucusu olan Narek Malyan Saşik Sultanyan’ın Soros Vakfınca desteklendiğini söylüyor ve ülkede Ezdilere karşı her hangi bir sorunun olmadığını söylüyor. Oysa, 2016 yılında Ezidi Kürtlerinin "Sincera" Milli Birlik Sivil Toplum Örgütü`nün temsilcileri Zemfira Kalaşyan ve Boris Murazinin temsil ettikleri halkın eğitimle ilgili sorunlarına ilişkin hazırladıkları makalede Ezidi Kürt kızlarının büyük çoğunluğunun eğitimsiz olduğu belirttiler. Z.Kalaşyan ve B.Murazi böyle bir durumun oluşumunda aile başkanlarıyla beraber devletin de rolü olduğunu vurguladılar. Onların kanısınca, Ermenistan devleti Yezidi Kürt kızlarının eğitimine ilgisiz tutum sergilemektedir.
Makalede bu dinsel etnik grubun temsilcilerinin kızlarının erken evlilik kurması yönünde teşvik ettiklerini söylediler. Oysa, Ermənistada erkekler ve kadınlar yalnız 18 yaştan itibaren aile kuruyorlar: "Ermenistan devletinin yerel kurumlarının faaliyyetsizliği yüzünden Yezidi Kürtleri kızlarını okula göndermiyorlar. Devlet kurumlarıysa buna ilgisiz davranıyorlar, böylece kendilerini de yasaları bozuyorlar."
Sultanyan OC Media'ya, Ulusal Güvenlik Servisi'nin Malyan'ın şikayetini ciddi bir şekilde dikkate almasına şaşırdığını, çünkü düzenli olarak yabancı fon alan ve zaten birkaç yanlış iddiada bulunan STK'lara karşı asılsız suçlamalarda bulunduğunu söyledi.
Bu arada, BM insan hakları uzmanları, Freedom House ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası insan hakları kuruluşları da Ermeni yetkililerine Sultanyan'a yönelik zulme son vermek için çağrıda bulundu. BM’nin üç özel raportörü, “Nefrete veya şiddete teşvik, azınlıklara yönelik muameleyle ilgili insan hakları konularını gündeme getirmeye teşvik değildir. Yezidiler gibi azınlıklar da ulusal güvenliğe tehdit oluşturmuyor” diye konuya itiraz ettiler. Onlara göre, suçlamalar sayın Sultanyan'ı ve azınlık haklarını savunan diğerlerini korkutmayı amaçlıyordu.
Öte yandan, İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson da, Ermenistan Başsavcısı Artur Davtyan'dan Sultanyan'a yönelik suçlamaları düşürmesini istemişti. Davtyan'a hitaben yazılan mektupta, "Ulusal ve etnik nefrete karşı mücadele, herhangi bir hükümet için kilit bir önceliktir, ancak bu, hassas konular hakkında konuşanların kriminalize edilmesi veya diğer haklarının ihlali yoluyla elde edilemez. Sultanyan'ın röportajında yaptığı açıklamalara katılmamak veya bunların doğruluğuna itiraz etmek adil olsa da, bunlar hakkında cezai soruşturma yürütülmesi, Ermenistan'ın ifade özgürlüğü hakkını koruma ve saygı gösterme yükümlülüklerinin ihlalidir." – yazıyordu.
Başsavcılıktan gelen yanıttaysa, Ermenistan yetkilileri suçlamaları reddetti ve soruşturmanın "ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak başlatıldığını" belirtti.
Mektupta, “Saşik Sultanyan aleyhine cezai takibat başlatılmasının koşulları, bir insan hakları savunucusunun faaliyetlerine müdahale veya konuşma özgürlüğünün bastırılması olarak yorumlanamaz”- denildi.
Daha önce de Saşik Sultanyan Ermeni Apostolik Kilisesi'nin Ararat Piskoposluğu’nun Qahana.am isimli web sitesinde yayınlanan Kilise'nin hizmetçisi Yesai Artenyan'ı dini duygularını aşağıladığı için Ezidiler'den özür dilemeye çağırmıştı. Bu da yine Sultanyan’ın Ermeni yetkililerle ciddi sorunlar yaşamasına neden olmuştu. (kaynak)
Görüldüğü üzere, Saşik Sultanyanla gün yüzüne çıkan Ermenistan’da Ezidi sorununun kökeni yıllar, hatta asırlar öncesine dayanıyor. Bu da tek uluslu devlet olan Ermenistan’da Ezidilerin her zaman hor görüldüğünü, aşağılandığını ve ciddi anlamda göçe zorlandığını kanıtlıyor.