Geçtiğimiz haftalarda Agos gazetesi Hrant Dink Vakfı’nın, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle nefret söylemi tespiti için yapay zekâ destekli “pari” isimli program geliştirdirdiğini duyurdu. Türkçe ve Arapça metinlerde nefret söylemini analiz eden aracın, farkındalık yaratmayı ve mücadeleyi desteklemeyi amaçladığı iddia ediliyor.  

Pari, isimli yapay zeka  aracı Türkçe ve Arapça metinlerde nefret söylemini tespit edecek. Aynı zamanda Hrant Dink Vakfı’ndan verilen bilgiye göre, Pari, kullanıcıların nefret söylemini anlamalarına ve tanımlamalarına yardımcı oluyor; veri analizi yaparak kullanıcılara bu mücadelede destek olmayı amaçlıyor. 

Faktyoxla Lab. (Teyit Laboratuvarı) olarak Pari isimli yapay zeka aracının nasıl ortaya çıktığını ve nasıl işleyeceğini okurlarımız için araştırdık.

Öncelikle, Pari isimli yapay zeka aracının Hrant Dink Vakfı bünyesinde kurulan ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı, Türkiye’nin ayrımcılıkla mücadele eden, söylem üzerine çalışmalar üreten ve bu alanda yapılan çalışmaları destekleyen ilk sosyal bilimler laboratuvarının ekibi tarafından üretildiğini tespit ettik.

Hrant Dink Vakfı’nın 2009 yılından beri devam eden Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi Projesi’nin alt çalışması olarak bilinen Medyada Nefret Söylemini İzleme Çalışması, Friedrich Naumann Vakfı, Açık Toplum Vakfı ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından desteklenmektedir.

Konuyla ilgili araştırmalarımız zamanı ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarının ekibine Buket Kapısız (Sosyal Medyada Nefret Söylemi Tespiti ve Yapay Zekâ Geliştirme Projesi Etkinlik Koordinatörü), Elif Erol (Sosyal Medyada Nefret Söylemi Tespiti ve Yapay Zekâ Geliştirme Projesi İzleme Koordinatörü), Pelin Önal (Nefret Söylemi ve Yapay Zekâ Projesi İzleme Koordinatörü) ve Liana Erişsever’in (Demokrasi, Eşitlik ve Birarada Yaşamı Teşvik Etmek için Hak Temelli Öğrenme Programları Eğitmeni) dahil olduğunu saptadık.

Araştırmalarımız zamanı Pari için yapay zeka modellerinin eğitimi için Hrant Dink Vakfı’nın 10 yıllık yazılı basının taranmasıyla arşivlenen geniş haber verisine ek olarak sosyal medya platformu Twitter/ X’ten elde edilen tweetler kullanıldığını, aynı zamanda elde edilen verilerin etiketlenmesi için kapsamlı bir nefret söylemi etiketleme kılavuzu oluşturulduğunu saptadık. Üç sene boyunca, çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu 40 kişiden oluşan bir ekip, proje ekibi tarafından verilen nefret söylemi ve etiketleme eğitiminin ardından Türkçe ve Arapça veriler için etiketleme yaptı.  

Bu sürecin sonuda bu yılın Mart ayında aynı ekip ‘‘NEFRET SÖYLEMIYLE MÜCADELEDE YAPAY ZEKÂ Etiketleme, sınıflandırma ve tespit kılavuzu’’ başlıklı bir çalışma yayınladı. Ekibe Tirşe Erbaysal Filibeli, Tunga Güngör(editörler), İnanç Arın, Didar Akar, Başak Can, Somaiyeh Dehghan, Elif Erol, Burak Işık, Sıla Kartal, Buket Kapısız, Yasemin Korkmaz, Arzucan Özgür, Nural Özel, Pelin Önal, Gökçe Uludoğan, Ayşecan Terzioğlu, Murat Tercan, İrem Topçu, Tuğba Özsoy, Berrin Yanıkoğlu, Elif Yararbaş, Umut Şen dahildi.

14-15 Mart 2025 tarihindeyse Hrant Dink Vakfı Friedrich Naumann Vakfı Türkiye temsilciliğinin, Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi’nin de destekleriyle ‘Nefret Söylemi: Güncel Tartışmalar ve Alternatif Yaklaşımlar’ Etkinliği düzenlendi.

Videosu Hrant Dink Vakfı’nın resmi youtube sayfasına da yüklenen etkinlikte açılış konuşmasını Hrant Dink Vakfı’nın Programlar Direktörü Nayat Karaköse, Friedrich Naumann Vakfı Türkiye temsilcisi Aret Demirci ve AB delegasyonundan Joris Heeren yaptılar. (kaynak)

Araştırmalarımız zamanı toplantıya katılanlardan bazılarının Hrant Dinl Vakfı’nın daha önce düzenlediği "Medyada Nefret Söylemiyle Mücadele’ konulu toplantılara katıldıklarını tespit ettik. Şöyle ki, Didem Akar ve Tirşe Erbaysal Filbeli 17 Haziran 2022'de Hrant Dink Vakfı ve Avrupa Azınlık Hakları Grubu'nun ortak koordinasyonu ve işbirliği altında yürütülen "Türkiye'de ve Yeni AB Üye Devletlerinde Nefret Söylemiyle Mücadelede Öğrenme ve İşbirliği" projesinin son etkinliği olan ‘"Medyada Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Konferansı"’na moderatör olarak katılmışlardı. (kaynak

Berrin Yanıkoğluysa Ayşecan Terzioğluyla  beraber 11 12 Aralık 2020 tarihinde Friedrich Naumann Vakfı ve İsveç Dışişleri Bakanlığı'nın desteğiyle Hrant Dink Vakfı’nca düzenlenen ‘’ #talep üzerine 2020 Uluslararası Nefret Söylemi ve Ayrımcılık Konferansı'nda ‘‘mevcut İstanbul Sözleşmesi ve Twitter'da Nefret Söylemi: İstanbul Sözleşmesi Karşıtı Tweet'lerin Sosyal ve Bilgisayar Bilimleri Perspektifinden Analizi’’ başlıklı mülakat sunmuştu.

2023 yılında Avrupa Birliği ve Friedrich Naumann Vakfı'nın mali desteğiyle, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi ortaklığıyla yürütülen "Sosyal Uyum, Olumlu Mesajlaşma ve Barış İçin Dijital Teknolojinin Kullanılması, İşbirliği, Değişim ve Dayanışmanın Artırılması" başlıklı proje kapsamında düzenlenen yarışmada Sabancı Üniversitesi'nden Berrin Yanıkoğlu Pari yapay zeka aracının yapımına katılmış bazı akademisyenlerle  beraber (İnanç Arın, Arzucan Özgür) jürilik yapmıştı.

Bunun dışında toplantıda konuşan Arzucan Özgür bu yıl Mart ayında Hrant Dink Vakfı’nca yayınlanan ‘’Nefret Söylemiyle Mücadelede Yapay Zekâ: Etiketleme, Sınıflandırma ve Tespit Kılavuzu’’ klavuzunun yayın koordinatörlerindendi.

Harvard Üniversitesi Berkman Toplum ve İnternet Merkezi’nden Susan Benesch 2015 yılında, yani Sözde Ermeni Soykırımı’nın 100. Yıldönümünden yaklaşık 10 gün sonra Açık Toplum Vakfı ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin desteklediği proje kapsamında düzenlenen, “Tehlikeli Söylem/Nefret Söylemi & Medyada Çoğulculuk” konferansında Avrupa Üniversite Enstitüsü Medyada Özgürlük ve Çoğulculuk Merkezi’nin Bilimsel Koordinatörü Dr. Elda Brogi’yle beraber Hrant Dink Vakfı’nda bulunmuştu.(kaynak)

Şimdi de “Pari” isimli yapay zeka aracı geliştirilinceye kadar Hrant Dink Vakfı’nın hazırladığı ‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenme Raporu’’ isimli çalışmalardan bazılarına göz atalım… Ocak Nisan 2019 arası ‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenme Raporu’’nda Aksaray Yenigün gazetesi’nden Ali Genç isimli köşe yazarının TÜRKİYE’NİN GÖZÜNDE OLMAYAN ÇÖPÜ GÖREN FRANSANIN ARDINDAKİ TREN RAYLARI isimli yazısı ele alınıyor ve “Başta Fransa olmak üzere diğer emperyalistlerin atının terkisine binerek yüzbinlerece masum Müslüman komşularını katleden Ermenilerin olmayan katliamını 24 Nisanda anma kararı alan Fransa’nın tarihi ise bir tek iğne ucu kadar bile beyaz yeri olmayan yüzlerce irili ufaklı katliamlarla dolu” ifadeleri ve “FRANSIZLARIN AFRİKA KATLİAMLARINI BİZZAT ORADAKİ KENDİ VATANDAŞLARINAN DUYDUM” ara başlığıyla, Ermenileri ve Fransızları şiddet ve katliamla ilişkilendiriyor ve kimliklere yönelik düşmanlık algısını pekiştirdiği iddia ediliyor.

Ama azacık objektif olan ve tarih bilgisi olan birisi yazarın söylediklerinin Ermenilere ve Fransızlara yönelik düşmanlık algısını pekiştirmediğini, tam tersi gerçekleri yansıttığını çok iyi bilir.

Ya da Hrant Dink Vakfı 16-31 Ekim 2020 tarihleri kapsayan raporunda Diriliş Postası’nın “Ahlaksızlar Camiyi Ahıra Çevirmiş” adlı haber içeriğini ele alarak Türk medyasının Ermenistan ve Azerbaycan sınırındaki Zengilan kentindeki caminin uzun yıllardır harabe halinde ve ahır olarak kullanılmasını eleştirmesini Ermenilerin inançlarını ve yaşan biçimini aşağıladıklarını iddia ediyor. Resimden de görüldüğü üzere, zaten Zengilan’daki camii ahır olarak kullanılıyor. Bu durumda Ermeniler nasıl bir aşağılamaya maruz bırakılabilir ki acaba?!

Ya da Yeni Akit Gazetesi’nin “Ateşin Çocukları İşgalci Ermeniler” haberini gazetenin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in yaptığı açıklamalara dayanarak Ermeni kimliğini hedef gösterdiğiyle ilişkilendiriyor Hrant Dink Vakfı. Bir de ‘‘Karabağ’daki ormanların tahribatının sorumluluğu Ermeni kimliğine yükleniyor’’ ki, kendi kendine soruyorsun: ‘’Acaba tüm bu tahribatların sorumlusu kim?!’’  

Aslında, bu listeyi uzatmak ta mümkün. Ama genel itibariyle Hrant Dink Vakfı, ne 1915 yılında Ermenilerin Anadolu’da yaptıklarını, ne de 2020 yılında ve daha öncesinde Azerbaycan’da yaptıklarını kabul etmemekle ve bu konuyla ilgili yazılanları ‘’nefret söylemi’’ olarak algılamakla kendisini garip bir duruma düşürüyor. Muhtemelen, PARi yapay zeka aracı da aynı manipülyasyonları beraberinde getirecektir.     

 Sonuç olarak:  

- Hrant Dink Vakfı’nın, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle nefret söylemi tespiti için geliştirdiği PARİ isimli program sözde verileri bir araya getiren düzmecelerden ibarettir,

- Bu programın Avrupa Birliği ve Friedrich Naumann Vakfı'nın mali desteğiyle geliştirilmesi olgusu bile, PARİ’ye kuşkuyla bakmamıza neden olmaktadır,

-Ayrıca, bu proje kapsamında Hrant Dink Vakfı’nca hazırlanan raporların yıllardır asılsız verilere dayanması ve Yapay Zekaya Dayalı Algoritmaların Seçimi konusunda net bir bilgi verilmemesi projenin güvenirliğini zor duruma sokacak olan hususlardandır.