Kanada'da yaşayıp sürekli Türkiye'ye ve Azerbaycan'a karşı paylaşımlar yapan, Karadeniz’de yaşayan Hemşinlilerin Ermeni olduklarını hemen hemen bütün paylaşımlarında dile getiren Erol Amaduni (gerçek ismi Erol Bezircian) geçtiğimiz haftalarda kendi X hesabında bir paylaşım yaparak olimpiyatlarda Türkiye'yi temsil ederek ünlenen Yusuf Dikeç'in bir Ermeni olduğunu iddia etti.  Amaduni kendi X hesabıyla beraber aynı zamanda kendi Facebook hesabında da ‘‘olimpiyatlarda tr'yi temsil ederek ünlenen Yusuf Dikeç Maraş’ın Göksun ilçesine bağlı Taşoluk köyünde doğdu. 20. Yüzyılın başlarında köy aslında bir Ermeni yerleşim yeriydi. 1909'da yağmalandı ve 1915'te tüm köy İslam'a geçti.’’

Faktyoxla Lab.(Teyit Laboratuvarı) olarak Erol Amaduni'nin bu iddiasının doğru olup olmadığını araştırdık.

Öncelikle, araştırmalarımız zamanı Erol Amadoni'nin bu iddianı Sevan Nişanyan'in meşhur Nişanyan’ın Ermeni yer adları isimli sitesinden aldığını belirledik. Gerçi ilk başta E.Amaduni kaynak göstermemişti, fakat konuyla ilgili sonradan kaynak olarak Nişanyan sitesinden ilgili resmi paylaşımına ekledi.

İlginçtir ki Amaduni bu paylaşımı yaptıktan bir gün sonra Türkiye'deki Ermenilerle ilgili çalışmalar yapan, Heinrich Boell Vakfı'nın desteğiyle ‘‘Sireli Yeğpayris" ("Sevgili kardeşim") isimli sergiler düzenleyen 100 yıl önce Türkiye'de Ermeniler isimli kitabını yazan ve yayınlayan Osman Köker isimli yayıncı yazar kendi sosyal medya hesabında ‘‘Yusuf Dikeç nasıl Ermeni oldu ya da tarihe bakarken duvara toslamak’’ isimli bir makale yayınladı.

Makalede Osman Köker ‘‘hemşinli Ermeni Facebook arkadaşım olan, tabii isim vermiyor, birisi onun Ermeni kökenli ilan etti. ‘‘Converted Armenians of Marash’’ (‘‘Maraş'ın dönme Ermenileri’’) başlıklı bu paylaşıma göre Yusuf Dikeç Maraş'ın Göksu ilçesi Taşoluk köyündendi. Onun iddiasına göre köy 20 yüzyıl başlarında bir Ermeni yerleşim yeriydi ve köy halkı 1915'te topluca Müslümanlığa geçmişti.

Osman Köker Nisanyan yer adları sitesinde Taşoluk hakkında ‘‘20 yüzyıl başında Ermeni yerleşimi, 1909 olaylarında yağmalanan, Ermeni köyleri arasında adı geçer köy halkı 1915'te topluca Müslüman olmuştur’’ bilgisini geçmekte olduğunu ve ayrıca sitedeki bir kullanıcı notunun köyün ermenilerinin topyekun ihtida ettiğine (müslümanlığa geçtiğine) dair Osmanlı arşivindeki 4 Temmuz 1915 tarihli bir telgrafa gönderme yaptığını belirtiyor. Oysa ki, köy halkının Müslümanlığa geçişi ve tehciri konusunda ciddi şüpheler olduğunu Osman Köker de kendi araştırmasında belirtiyor. Osman Köker olayı şöyle tasvir ediyor:

‘‘Bu paylaşımı gördüğümde bende şüphe uyandırdı: birincisi, Maraş'ta Zeytun ve civarındaki Ermeniler Tehcir kanunu çıkar çıkmaz, hatta bir kısmı Tehcir kanunu çıkmadan önce artık gönderilmişti. Taşoluk Ermenilerinin Temmuz ayına kadar köylerinde kalıp böyle bir telgraf çekmeleri çok zordu. İkincisi tehcir sırasında birçok yerde bu tür toplu din değiştirme başvuruları yapılmıştı. Belli ki, insanlar tekrar dönemeyecekleri sürgüne gitmektense din değiştirerek ya da değiştirmiş gibi görünerek kendi topraklarında kalmaya çalışıyorlardı. Devletin tehçir kapıya dayandığında din değiştirdiğini birdenbire bildirenlere karşı şüphe ile yaklaştığını ve onları da sürgüne göndermekten geri durmadığını başka örneklerden ve belgelerden de biliyoruz. Yani din değiştirdiğine dair bir telgraf çekmişlerse bile bu sürgünden alık olduklarını ve köylerinde kaldıklarını garanti edemez.’’

Konuyla alakalı ciddi anlamda araştırma yapan Osman Köker Osmanlı arşivinden özet bilgiye ulaştığını söylüyor ve bu belgeyi sosyal medya hesabında da paylaşıyor. Alakasız başka bir telgrafla birlikte aynı dosyaya konmuş olan telgraf ‘‘topyekün ihtida eden Taşoluk Ermenilerinin haklarında hükmü - şerifin icrası talebi’ diye özetlenmişti. Hızlı yapılan bu taramada ise bu talep karşısında ne yapıldığına dair ikinci bir belgeye maalesef ulaşılamamıştı.

Osman Köker telgrafı okuduğunda ise olayın tamamen başka olduğunu görüyor: Emniyeti- umumiye Müdürlüğü'ne, yani Emniyet Genel Müdürlüğü'ne Fatsa'dan gönderilmiş ve altına dahiliye nezaretine takdim notu düşürülerek İçişleri Bakanlığı'na sevk edilmiş bu telgrafta şunlar yazıyordu: ‘‘Biz Ordu’nun Taşoluk Ermenileri umumen ihtida ederek’’ diye başlayan telgrafta haklarında hükmü-şerif'in yani Müslüman olarak hüküm yapılmasını talep eden Ermeniler Osman Köker'in araştırmasına göre o zaman Fatsa kazasına bağlı olan günümüzde Çamaş adını alarak ilçe merkezi haline gelen Taşoluk köyü Ermenileri tarafından yönlendirilmişti.

Osman Köker aynı zamanda burada bir konuya daha dikkat çekiyor: ‘‘yine yüz yıl önce Türkiye'de Ermeniler kitabında ben Ordu’nun Taşoluk köyünde Surp Krekor Lusaroviç adlı kilisesinin de bulunduğunu ve patrikhane verilerine göre 762 Ermeni’nin yaşadığını belirtmiştim.

Yani sonuç olarak telgrafın Maraş Göksun Taşoluk köyü ile bir alakası yoktur.

Göksun Taşoluk'un Ermeni köylüleri toplu halde Müslümanlığa geçip köylerinde kalmamışlardı. Bu köyde doğan Yusuf Dikeç’in de bir Ermeni kökenli olduğuna dair ortada bilgi bulunmamaktadır.’’

Osman Köker her ne kadar Ermeni yanlısı biri olarak görülse de, onun bu tarafsız çalışması takdir edilmelidir. Hatta onun ortaya çıkardığı bu gerçekler Sevan Nişanyan'ın eşi İra Tzourrou tarafından da teyit edilmiştir. Bayan Tzourrou "dün akşamdan beri olaya el koymuş durumdayım. Bu hata bu gece düzeltiliyor." - diye yorum da yapmıştı.

Selim Sağır isimli Facebook kullanıcısı da "Osman bey, yazı için teşekkür ederim. Ben Taşolukluyum Taşoluk ve Taşoluk'a yakın sadece Geben de muhted-i Ermeniler bilinir, dönme veya dönük  olarak anılmaktadırlar ve Osmanlı son döneminde köyümüzde yaşlıların Taşoluk'ta mühtedi bir aileden bahsettiklerini hiç hatırlamıyorum. Geben’deki muhtedi Ermenilerle alakalı videoyu buraya ekliyorum" diye paylaşıma yorum yapmıştı.

Yani, bu yorumdan da görmekteyiz ki, Maraş'ın Göksun ilçesinde Taşoluk köyünde değil, Geben'de tehcirden önce Ermeni aileleri yaşamışlardır. Köyde bir Ermeni ailesinin olmadığını o köyde yaşayan insanlar teyit ediyorlar.

Bunun dışında Tahrir defterinde Taşoluk köyü Göksun, Ahsendere içinde yer alıp, Sülüklü mezrası dahilinde ele alınmıştır. Bugün Göksun'a bağlı olan Taşoluk, Kanlıkavak ve Kamışçık yerleşim merkezleri, aynı isimlerle Maraş Tahrir defterlerinde geçmektedir.

Aynı zamanda araştırma yaptığımız kaynaklarda Taşoluk köyünde AVŞAR TÜRKMEN Aşireti kültürünün, gelenek ve göreneklerinin yaşatıldığını, akrabalık bağlarının  güçlü olduğunu belirledik.

Ayrıca, köyde 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Batı Adigey bölgesinden çıkıp Kuzey Marmara Bölgesi’nde (Düzce civarı) kısa bir süre konakladıktan sonra, denizyolu ile Akdeniz Bölgesi’ne, oradan Göksun’da Taşoluk bölgesinde geçici konaklamadan sonra, bugünkü yerleşim yerine iskân edilen Adıgey (yani Çerkes) nüfusun da mevcudiyetini belirledik.

Köyün Avşar Türkmenlerinden ve Adıgey Çerkeslerinden oluşması olgusu Osman Köker’in yoruma yazmış olduğu ‘‘Ermeniler sürüldükten sonra Redkan aşiretinden Sünni Kürtlerin Sarıkamış taraflarından gelip köye yerleştirildiğine dair bir bilgi var" tezini de altüst etmektedir. Çünkü Taşoluk köyü Ermeni köyü olmuş olsaydı, köyün eski ismi Tahrir defterlerinde farklı kaydedilirdi. Oysa, köyün ismi Osmanlı Tahrir defterlerinde Taşoluk diye kayıtlara geçmiştir.

 

Sonuç olarak:

- Erol Amudi’nin olimpiyatlarda Türkiye'yi temsil ederek ünlenen Yusuf Dikeç'in bir Ermeni olduğuyla ilgili iddiasının hiçbir dayanağı yoktur ve asılsızdır,

-Kahraman Maraş ili Göksun ilçesine bağlı Taşoluk köyünde (mahallesinde) Ermenilerin yaşamasına ve haliyle Yusuf Dikeç’in Ermeni olmasıyla somut bir delil bulunmamaktadır,

- Ermeni yanlısı yayınları, kitapları, sergileriyle dikkat çeken Osman Köker de Erol Amaduni’nin iddiaları kendi sosyal medya hesabı üzerinden yalanlayan bir paylaşım yaptı. Paylaşımda Amaduni’nin kaynak olarak gösterdiği Nişanyan sitesinin de yalandan paylaşım yaptığı gösterilmiş ve Nişanyan’ın eşi de bu durumu kabullenmiştir.