Türkiye'de 14 Mayıs seçimlerinde "Millet İttifakı"’ndan Cumhurbaşkanı adayı olan CHP Geneş Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayatımın Projesi" adını verdiği yeni projesini sosyal medya hesaplarından seçmene sundu. "Ne Batı, Ne Doğu, Türk'ün Yolu Bu" adlı videoda projeyi "Türk devletinin kelimenin tam anlamıyla Türk dünyasıyla bütünleştiği bir proje" olarak anlattı.

"Şimdi bir düşünün. Türkiye'de Gürbulak ve Kapıköy'den, İran'da Tebriz ve Tahran'dan, Türkmenistan'da Aşkabat'tan, Özbekistan'da Taşkent'ten ve Kazakistan'da Almatı'dan geçerek Çin'e ulaşacaksınız." - diyerek çoğu siyasiyi, aktivisti, gazeteciyi, sıradan seçmenle beraber Azerbaycan’ı da şaşkına çevirdi.

Faktyoxla Lab. (Teyit Laboratuvarı) "Millet İttifakı’’’ndan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son videosunda ortaya atılan iddialara açıklık getirmeye çalıştı.

İlk olarak skandal videonun çekilmesinin ve yayılmasının nedenine açıklık getirelim. Türk basını, geçtiğimiz günlerde BBC'ye röportaj veren ve seçimi kazanması halinde yüzünü Batı'ya çevireceğini itiraf eden cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vatandaşlardan sert tepkilerle karşılaştığını yazıyor. Batıcı olmadığını kanıtlamak için alelacele yeni bir video çekerek kendisini farklı bir imajla sunmaya çalışan, "Türkiye'yi Batı'ya satma fikrine" verilen tepkileri "iftira" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, kendilerine "Millet İttifakı Batı yanlısıdır" gibi iftiralar atıldığını söyledi: ‘‘Hayatımın projesinin Batı ve Doğu için ne kadar önemli olduğumu görsünler. Ben Doğu Batı ayrımı yapmıyorum, Türk devletinin çıkarları neredeyse, ben de oradayım. Türk devletinin Türk dünyasıyla gerçek manada buluşma projesi olduğunu anlatacağım."

Şimdi CHP liderinin videoda dile getirdiği görüşlere dikkat edelim.

İddia 1. "Tarihi İpek Yolu"nu canlandıracağız. Kısacası Türkiye'yi Çin'e bireleştireceğiz. Yakın zamanda yeni bir ticaret ve ulaşım koridoru, önemli bir yol açacağız” dedi.

Yorumumuz: Aslında bu sözlerin özellikle Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülkenin cumhurbaşkanı olmak isteyen bir siyasetçi tarafından söylenmesi gerçekten çok şaşırtıcı.

Öncelikle "Tarihi İpek Yolu" bugün, dün, 10 gün, 1 yıl hatta 100 yıl önce değil, binlerce yıldır var olan büyük bir ulaşım projesidir. Şimdi "Büyük İpek Yolu"nun restorasyonundan bahsediyorsak, K. Kılıçdaroğlu burada bile çok geç kalmış durumda. "Tarihi İpek Yolu"nun restorasyonu, Avrupa Birliği'nin 1991 yılında SSCB'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını yeni kazanan devletler için oluşturduğu TACIS programı çerçevesinde hayata geçirilen "TRASEKA" projesi ile başlamıştır. "Yeni İpek Yolu" olarak isimlendirilmiş olan bu proje, Avrupa Konseyi tarafından Mayıs 1993'te Brüksel konferansında Güney Kafkasya ve Orta Asya'nın yeni bağımsız devletlerinin rızasıyla kabul edildi. Proje, devletler arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesini ve programın güzergâhının Avrupa-Kafkasya-Asya ("TRASEKA"), Avrupa istikametine entegrasyonunu öngörmektedir. 7-8 Eylül 1998 tarihlerinde 9 ülkenin devlet başkanı (Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Kırgızistan, Moldova, Romanya, Türkiye, Özbekistan, Ukrayna), 13 uluslararası kuruluş ve 32 ülkenin delegasyonları Tarihi İpek Yolu’nun restorasyonuna katıldı. Bakü'de İpek Yolu Uluslararası konferans düzenlendi, Avrupa Birliği'nin TRASEKA Programı temelinde "Avrupa-Kafkasya-Asya Koridorunun Geliştirilmesine İlişkin Uluslararası Taşımacılık Temel Çok Taraflı Anlaşması" imzalandı ve Bakü Deklarasyonu kabul edildi.

 

2013 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Kazakistan ve Endonezya'ya yaptığı ziyaretlerde yeni projeyi - "Tek Kuşak, Tek Yol" (OBOR) projesini ilk kez gündeme getirdi. 2016 yılında projenin adı “One Belt, One Road” sloganından “Kuşak ve Yol Girişimi” olarak değiştirilti. Kara yolu, birisi “Çin-Orta ve Batı Asya” güzergahı olmak üzere 6 koridordan oluşuyor. "Orta Koridor" olarak da adlandırılan bu hat üzerinde Azerbaycan yer almaktadır.

Bu rota aynı zamanda Antik İpek Yolu'nun da rotasıdır. 4.256 km demiryolu ve 508 km deniz yolunu kapsayan bu koridor, Çin-Kazakistan sınırından Azerbaycan'a (Hazar Denizi üzerinden) oradan da Gürcistan ve Türkiye'ye uzanmaktadır (Middle East Institute, 2019).

"Tarihi İpek Yolu"nun yeniden canlandırılması, Çin ile birleşmesi ve Kılıçdaroğlu'nun bu doğrultuda yapmak istediklerine bir göz atalım:

Türkiye 2013 yılında bu projeye desteğini resmen açıkladı ve 2020'den sonra bu hat daha da büyüdü. "Akşam" gazetesi hatta 2017 yılında hizmete giren Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından "Modern İpek Yolu" olarak adlandırıldığını yazıyor. Şu ana kadar o yolda 2 milyon 405 bin tondan fazla yük taşındı. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den başlayarak Gürcistan'ın Tiflis ve Ahılkaleki üzerinden Kars'a kadar uzanan 829 kilometrelik demiryolu hattı sayesinde Avrupa ile Çin arasında kesintisiz yük taşımacılığı sağlanabiliyor.

Yazıda, Türkiye muhalefet koalisyonunun ortak cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan liderliğinde yürütülen projelerden haberi olmadığını bir kez daha kanıtladığı belirtiliyor.

İddia 2. "Bu proje karayla çevrili Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan'ı Türk limanlarına bağlayacaktır. "Türkiye, Türk dünyasının denizlerine açılan kapısı olacaktır."

Yorumumuz: Kılıçdaroğlu'nun kullandığı bu cümle de oldukça şaşırtıcı ve gizemli. Özbekistan gerçekten denize kıyısı yok ama Kazakistan ve Türkmenistan için bu sözleri kullanmak çok saçma. Bir lise öğrencisi bile böyle bir hata yapmaz.

İddia 3. "Bunların başında Horasan, Ağrı, Gürbulak demiryolu hattı gelmektedir. Bu transit rotanın her ülke için birkaç çıkışı olacaktır. Bağlantılı lojistik merkezler çıkış loncalarının etrafında inşa edilecektir"

Yorumumuz: "Horasan-Gürbulak" hattı nedir? 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Rusya bölgede (Serhat Vilayeti) yaklaşık 40 yıl kalmış ve bu süre zarfında çeşitli ulaşım hatları inşa etmiştir. Horasan-Gürbulak demiryolu hattı da bunlardan biriydi. Rusların bölgeyi terk etmesinden sonra o hat bakımsızlıktan çöktü. Türk basınının verdiği bilgiye göre Horasan-Gürbulak demiryolu hattının yeniden canlandırılması için tedbirler alınıyor.

3 Haziran 2021'de açıklanan bilgiye göre, Kars ilinde bulunan Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA), Ağrı İl Özel İdaresi'ne bağlı Gürbulak ve Dilucu Hudut Kapıları arasındaki Yol Düzenlemesi ile olası desteği sağladı. Horasan-Gürbulak Eski Demiryolu Projesi'nin yeniden başlamasını sağlayacaklar. "Proje gerçekleşecekse Türkiye'nin Nahçıvan bölgesine erişimi olan Dilucu sınır kapısındaki iletişim hattı ile Agra'yı İran'a bağlayan Gürbulak sınır kapısındaki iletişim hattının önemi artacaktır. Bu hatlar sadece İpek Yolu ticaretini etkilemeyecek, aynı zamanda Aras havzası için ekonomik verimliliği de artıracaktır."

Dikkat ettiyseniz, bu yol Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesinden geçiyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda bir şey söylemiyor, bu konuya değinmesine rağmen, Azerbaycan'dan isim olarak bahsetmiyor. Ayrıca bu projenin mevcut cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan tarafından canlandırılan ve bölgenin sosyo-ekonomik hayatını etkileyecek büyük projelerden biri olduğunu da göz önünde bulunduralım. Kılıçdaroğlu yine bu projenin müellifliğini üstleniyor.

İddia 4. "İhraç malları İran'a 17 saatte, Türkmenistan'a 31 saatte, Özbekistan'a 50 saatte, Kazakistan'a 63 saatte ulaşacak. Avrupa ile bu ülkeler arasındaki transit ticaret hacmimiz, tarihi İpek Yolu karayolu ve demiryolu ile geniş ölçüde gelişecektir.’’

Yorumumuz: Azerbaycan kelimesini kullanmak istemeyen Kılıçdaroğlu'na şunu hatırlatalım:

Hem Bakü-Tiflis-Kars (BT) hem de Uluslararası Deniz Ticaret Limanı (IBTL), KYT'nin gerçekleştirilmesi ve tam potansiyelinin ortaya çıkarılması açısından kilit ülkeler olarak kabul edilmektedir. "Orta Koridor" diğer koridorlara göre daha kısa ve ekonomiktir. Ekonomik açıdan Çin'den deniz yoluyla gönderilen mallar Avrupa'ya 36 günde, Sibirya ötesi yoluyla gönderilen mallarsa Avrupa'ya 20 günde ulaşırken, "Orta Koridor" yani gelişmiş koridordan geçen mallar da Avrupa'ya 12 günde ulaşıyor. Bu çizgi hem ekonomik hem de siyasi olarak taraf devletler için daha elverişlidir. Çünkü bu koridorda yer alan ülkeler hem coğrafi olarak hem de diğer ülkelerle olan istikrarlı ilişkiler nedeniyle daha güvenilir ülkeler olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Çin, bu koridor üzerinden mallarını ihraç etmek için rotalarını çeşitlendiriyor, "Kuzey Koridoru"ndaki ana oyuncu olan Rusya'ya bağımlılığını azaltıyor ve "Güney Koridoru"nda ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya bulunan İran'ı kullanmadan ürünlerini Avrupa'ya güvenle gönderebiliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013 yılından itibaren ihracatta kademeli bir düşüş gözlenirken, ithalat aynı seviyede kalmıştır. Çin, Türkiye'nin toplam ithalatında %12'lik payla lider konumdadır. Dış ticaret açığını azaltmak için Çin pazarına daha fazla Türk ürünü ulaşmak zorundadır. Proje ölçeğinde koridorun tamamen faaliyete geçmesiyle birlikte Türkiye ile Çin arasındaki aktarma süresinin 30 günden 10 güne düşmesi bekleniyor. Bu en uygun seçenektir. Cumhurbaşkanı adayı K. Kılıçdaroğlu, bu soyut projesiyle 10-12 güne mal olacak teslimat ve nakliyeyi 63 saatte çözeceğini söyleyerek aynı zamanda gizil güçlere sahip olma yeteneğini de ortaya koyuyor. Yük treninin hızı, yük taşıma kapasitesi ve mesafesi dikkate alındığında Kılıçdaroğlu'nun iddialarının tamamen asılsız olduğu ortaya çıkıyor.

İddia 5. "Ülkeler arasında daha fazla işbirliği ve ekonomik entegrasyonu sağlayacağız. Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar ve Çin arasındaki ticaret yollarında çok önemli bir konuma sahip olacak."

Yorumumuz: Yine Kılıçdaroğlu'nun coğrafya bilgisinin çok düşük seviyede olduğunu görüyoruz. CHP lideri önerilen "Yeni İpek Yolu" projesinden bahsediyorsa, bölgenin coğrafyasını biraz bilen herkes bilir ki bu hat Güney Kafkasya'dan geçmiyor (Kılıçdaroğlu, Kafkasya'nın geneli dedi - ed. ). Hayır, eğer "Orta Yol" rotasını kastediyorsa, o zaman Azerbaycan'a yönelik bu ayrımcılığı nasıl anlamalıyız? O açıklamada yer alan "Türkiye kardeş coğrafyalarla tam entegre olacak" ibaresi bizi şu soruyu sormamıza neden oluyor: acaba Kılıçdaroğlu’na göre Azerbaycan kardeş coğrafyaya ait değil mi?

İddia 6. “Bu koridor boyunca yüksek kapasiteli ana yol ve çift raylı demiryolu altyapısı inşa edeceğiz. Tarihi İpek Yolu’nu kapsayacak karayolu ve demiryolunun uzunluğu yaklaşık 5 bin 500 kilometre olacak.

Yorumumuz: Bu projenin gelecekte tam potansiyeline ulaşması için Türkiye'nin hem Deniz İpek Yolu hem de İpek Yolu Ekonomik Kuşağı'nın gerçekleştirilmesinde kilit rol oynadığını not ettik. Türkiye, “Çin-Orta ve Batı Asya Koridoru”nun, yani “Orta Koridor”un bir parçasıdır ve ana yönlendirici figürlerinden birisidir. 4 bin 256 km demiryolu ve 508 km deniz yolunu kapsayan "Orta Koridor", Çin-Kazakistan sınırından Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye'ye uzanıyor. Fark ettiyseniz Kılıçdaroğlu, işletme projesinden 1000 km daha uzun, altyapısı olmayan, güzergah boyunca komşu ülkelerle çatışan uzun operasyonel rotalı bir güzergah öneriyor ve 4 bin 256 km'lik yol olmasına rağmen bunu avantaj olarak anlatmaya çalışıyor. Bu çok şaşırtıcı.

Son olarak K. Kılıçdaroğlu'nun bahsetmediği "Zengezur Koridoru"’nu ele alacak olursak.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, önerilen "Zengezur Koridoru" projesi Orta Asya, Hazar Denizi bölgesi, Azerbaycan ve Ermenistan'ı Türkiye'ye bağlayan sosyo-ekonomik, jeopolitik ve jeo-ekonomik özelliklere sahip büyük bir projedir. Bu proje hayata geçirilirse, Rusya, Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan arasındaki demiryolu ağını genişletecek ve bölgesel ticarette olumlu rol oynayacaktır. Bu koridor açılırsa, Orta Koridor projesinin ana ulaşım merkezi (HUB) olan Azerbaycan'ın kardeşi Türkiye ile doğrudan iletişim hatları kurulacak. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, Ermenistan ve İran arasındaki demiryolu ağının genişletilmesi sayesinde Orta Asya, Hazar bölgesi, Azerbaycan ve Gürcistan'ı birbirine bağlayan Asya-Pasifik'ten Türkiye'ye çok sayıda ticaret yolu açılacak.

Zengezur Koridoru'nun açılması, “Doğu-Batı Koridoru”, “Kuzey-Güney” Uluslararası Ulaşım Koridoru (ITC) ve “Hazar Ulaşım Ağı” (CTN) bağlantılarını güçlendirecektir. Ayrıca Hazar Petrol ve Gaz Boru Hattı Sistemi (OGPS) şirketi Caspian Europe'un işletmesini de kolaylaştıracak.

"Ankasam" Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin internet sitesinde Dr. Mehmood Ul Hassan Khanadlı yazar şöyle yazıyor: "Vizyoner ve usta bir stratejist olan İlham Aliyev, 77. Birleşmiş Milletler (BM) oturumunda bu koridoru, Asya ile Avrupa'yı Azerbaycan üzerinden birbirine bağlayan ve Azerbaycan'ın Avrasya'nın ulaşım ve lojistik merkezi konumunu da içine alan "Doğu-Batı Koridoru"nun "bağlayıcı" unsuru olarak takdim etti. Ayrıca demiryolları ve oto yolların inşası için gerekli tüm kaynakları sağlayacağına söz verdi. Aynı zamanda Azerbaycan Cumhurbaşkanı bir devlet adamı sorumluluğunda Ermenistan'a barış teklifinde bulundu ve koridorun üçlü anlaşmaya dahil edilmesini Bakü yönetimi için önemli bir siyasi başarı olarak değerlendirmiştir."

Doğu-Batı Koridoru, Türkiye ile Orta Asya arasındaki ticaretin yanı sıra 2019'da 21 milyar Euro’yu bulan Türkiye-Çin ticaret hacmi için son derece önemli. Ayrıca bu Koridorun açacağı yeni Orta Asya koridorunun Türkiye'yi olumlu açıdan rahatlatacağı da söylenebilir. Zengezur koridorunun Türkçe konuşan ülkeleri birbirine bağlayacağı umulmaktadır. Türkçe konuşan ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) 1,1 trilyon dolar. Şu anda Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi 4,5 milyar dolar civarında. Hedef 15 milyar dolar.

 

2019 krizinin ardından ticarette Batı'nın hakimiyetinin sona erdiği, dünyanın merkezinin ekonomik olarak Asya'ya doğru kaydığı gözlemlendi. Bu bağlamda, Zengezur Koridoru Türkiye’nin ve bölgenin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlayacak, Hazar ve Akdeniz denizlerini demiryolu ile birbirine bağlayacak, İskenderun ve Mersin limanlarının önemi artacak ve boğazların mevcut yükü de hafifleyecektir. İskenderun ve Mersin limanları arasındaki çift hatlı demiryolu hatlarının iyileştirilmesi ve modernize edilmesi gerektiği açıktır. Bunlar gerçekleşirse nakliye maliyetinin azalması ve ticari kazançta %25'lik bir avantaj olacaktır. Zengezur koridorunun başta Iğdır olmak üzere bölge illerinin kalkınmasında büyük rol oynayacağı da vurgulanıyor. Bu, Kılıçdaroğlu'nun soyut "yüzde 50 fayda sağlayacağız" iddiasından çok daha gerçekçi duruyor.

Bu arada Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği fikir, "Böylece kuzeyde Gürbulak ve Çin'in koridorda yer alan ülkelerin Avrupa ve Karadeniz limanları ile, güneyde Kapıköy, Mersin ve İskenderun limanları ile bağlantısı sağlanıyor." Cümlesi de zaten buradan alınmıştır. Yani halen var olan projeleri kendi fikriymiş gibi sunuyor Kılıçdaroğlu.

Bu nedenle araştırmamızı, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı sayın Adil Karaismailoğlu'nun cumhurbaşkanı adayının bilinen videosuna tepkisiyle sonuçlandırıyoruz. "Günyadın, sen treni kaçırmışsın. Çin ile ilişkilerimiz 2 yıldır devam ediyor." Adil Garaismailoğlu daha sonra şöyle yazıyor:

"Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars hatları üzerinden Londra'dan Çin'e Yeni İpek Yolu'na kesintisiz demiryolu hattını hayata geçirdik. Habur'dan Basra Körfezi'ne demiryolu ve karayolu bağlantısını kazandırıyoruz. Hatta bazılarının hayalleri bile bizim yaptıklarımıza ulaşamıyor!"

Sonuç olarak:

♦ Kılıçdaroğlu'nun videolu itirazı asılsız, mesnetsiz ve boş iddialarla dolu.

♦ Kılıçdaroğlu bu videosunda sığ bir bakış açısına sahip olduğunu, coğrafya ve ekonomi bilgisinin çok zayıf olduğunu gösteriyor.

♦ Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesi, Kılıçdaroğlu'nun önerdiği "Horasan-Gürbulak" hattının zaten bir parçası.

♦ "İhraç mallarının İran'a 17 saatte, Türkmenistan'a 31 saatte, Özbekistan'a 50 saatte, Kazakistan'a 63 saatte ulaşacağı" iddiası teknik, bilimsel, pratik açıdan mümkün değildir. Yük trenlerinin kapasitesi, hızı ve hattın geçtiği bölgedeki durum bu mesafeyi şu anda imkansız kılıyor.

♦"Tarihi İpek Yolu karayolu ve demiryolunun uzunluğunun yaklaşık 5 bin 500 kilometre olacağı" iddiası asılsızdır. Halihazırda "Orta Koridor" 4.256 km demiryolu ve 508 km deniz yoluna sahiptir. Yeni teklifle birlikte bu yol 1250 km daha uzatılıyor.