İran geçtiğimiz günlerde protestolar sırasında muhalif rapçiyi tutukladı. Toomaj Salehi isimli rapçi Mahsa Amini'nin 16 Eylül'de ahlak polisi tarafından nezaretinde öldürülmesinin ardından İran'da başlayan protestolarla ilgili sosyal medyada oldukça aktifti. Toomaj, popüler medya platformlarını İranlı yetkililere karşı konuşmak ve 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ölümünden sonraki haftalarda ülke çapındaki protestoları desteklemekten yargılanacak. İran Öğrenci Haber Ağı, bu hafta başlarında Telegram kanalındaki tutuklama hikayesini gözleri bağlı bir Toomaj gibi görünen bir resimle yayınladı. Üniversitelerdeki katı Basij milisleriyle bağlantılı olan haber ajansı, onu “sosyal medyada şiddeti teşvik eden isyanların liderlerinden biri” olarak nitelendirdi. Şarkıcının İran'dan yasadışı yollardan kaçmaya çalışırken yakalandığı belirtildi. Bu iddia Toomaj'ın resmi Twitter hesabı ve amcası Eghbal Eghbali tarafından yalanlandı. Instagram'da yayınlanan bir mektupta Eghbali, Toomaj'ın "en acımasız işkence yöntemlerine" maruz kaldığını açıkladı. İran halkını ve uluslararası toplumu Toomaj'ın hayatını kurtarmaya çağırdı. Binlerce taraftar bu savunmayı Instagram ve Twitter'da yeniden paylaştı ve 1 Kasım'da Berlin'de Alman Dışişleri Bakanlığı önünde bir miting düzenlendi. 

İran haber ajansı ISNA, Esfahan başsavcısının Toomaj'ın "devlete karşı propaganda yapmak", "düşman hükümetlerle işbirliği yapmak" ve "ulusal güvenliği bozmak için yasadışı bir grup oluşturmak" suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. ISNA'nın haberine göre, eski İranlı diplomat Mohammad Mousavian da onu Shahinshahr şehri ve Esfahan eyaletindeki protestoları teşvik etmede “kilit rol” oynamakla suçladı.  

Faktyoxla Lab. olarak Toomaj’ın tutuklanmasının ardından ortaya çıkan ardından İran’da kültür ve sanata karşı baskıların mevcut olmasıyla, aynı zamanda Tahran rejiminin hükümet karşıtı sanatçıları takip etmesiyle ilgili ortaya atılan iddiaların doğru olup olmadığını araştırdık. 

Öncelikle 33 yaşındaki rapçinin ilk kez tutuklanmadığını araştırmalarımız sonucunda belirledik. Toomaj ilk olarak ‘’Sıçan deliği satın al’’ şarkının yayınlanmasından kısa bir süre sonra Eylül 2021'de tutuklandı. Sosyal medyanın tepkisi üzerine, bir hafta sonra kefaletle ve yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ocak 2022'de Shahinshahr İslam Devrimi Mahkemesi Toumaj'ı altı ay ertelenmiş hapis cezasına ve para cezasına çarptırdı.

İran'daki hükümet karşıtı protestoların son turunun başlamasından bu yana, mitingleri desteklemek için videolar yayınlarken ve bazı durumlarda şahsen sokaklara döküldüğü bildirildi. Toomaj, son hidi'sinden gönderilen bir videoda CBC News'e, "Kendi hayatım veya güvenliğim için korkmuyorum, ancak tutuklanmamın genç protestocuların ruhunu azaltacağından endişeleniyorum" dedi. 

Ayrıca, Tahran rejiminin İran halkı için oyunculuk, resim, yazı, şarkı ve dans dahil olmak üzere sanat yoluyla kendilerini ve kültürlerini ifade etme, rejim tarafından ciddi şekilde sınırlandırdığı aslında bilinen bir gerçek. Mollalar, ahlaksız sayılabilecek veya İslam dininin bir parçası olduğuna inandıkları katı köktenci ilkelerine aykırı olabilecek her şeyi yıktılar.

Bu baskının bir kısmı konserlerin ve diğer etkinliklerin iptal edilmesini, İranlıların sanatın güzel bireysel ifadelerini toplama ve kutlama hakkını reddetmeyi içeriyor. Sonuç olarak, sanat camiası yeraltına itilmiş durumda, ancak rejim bu yeraltı sanatsal olayların izini sürmekte de ısrarlı. Bunu yapmanın en önemli yollarından biri, İran halkının sosyal medya ve uydu yayın faaliyetlerinin sürekli izlenmesidir.

İran İnsan Hakları Merkezi'ne (CHRI) göre, her etkinlik için Kültür ve İslami Rehberlik Bakanlığı'ndan izin alınması gerekiyor. 

"İranlı kadın şarkıcı ve müzisyenlere yönelik baskı, yalnızca yetkililer tarafından onaylanmayan herhangi bir siyasi veya sanatsal ifadenin yasaklandığı ve suç sayıldığı İran'da ifade özgürlüğünün geniş çapta inkar edilmesinin bir parçası değil, aynı zamanda İranlı kadınların karşılaştığı yoğun kültürel baskıyı da yansıtıyor. Hayatın her alanında," diyor CHRI yönetici direktörü Hadi Ghaemi.

11 Ocak 2018’te Bandar Abbas kasabasında dokuzu kadın 21 yeraltı şarkıcısı tutuklandı. Polis ayrıca altı izinsiz stüdyoyu kapattı.

Hormozgan Kamu Güvenliği Polisi başkanı Ali Asghar Ebadi-Nik, "Ajanlar siber uzayı ve sosyal ağları izlediler ve yeraltında şarkı söyleme faaliyetleri gerçekleştireni birkaç takma adla tespit ettiler" dedi. “İki ayrı operasyonda, dokuzu kadın olmak üzere 21 yetkisiz yeraltı şarkıcısı tutuklandı.”

Ondan yaklaşık dört gün önceyse 7 Ocak'ta modellik rejimin ateşi altında kaldı ve altı kişi, fotoğraf çektirmek ve ardından internette yayınlamak da dahil olmak üzere modelleme faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. Rejim bu kişileri çete olarak adlandırdı. İran hükümetinin ajanları, çetenin altı ana liderini belirledi ve sürpriz bir saldırıyla tutukladı. kaynak 

Kuzey İran'daki Babol'dan şarkıcı Arya Aramnejad da baskı uygulanan şarkıcılar arasında. 2009 yılında dini Aşure festivalinde sesiendirdiği "Ali Barkhiz" adlı şarkısı, onun hayatının mahvolmasına neden oldu. Parçanın müzik videosunda, milisler ve göstericiler arasındaki kanlı çatışma sahnelerini gösterirken, "İnsanlar ne günah işledi? / Biz sadece özgürlük istiyoruz" şarkısını söyledi.

Aramnejad, birçok Müslüman tarafından ilk imam olarak kabul edilen imam Ali'yi ayağa kalkıp bir şeyler yapması için çağırmaya devam etti. Şarkısının bir sonucu olarak, müzisyen defalarca hapishaneye gönderildi ve burada birçok misilleme yaşadı. Sadece 2013'ün başlarında tekrar serbest bırakıldı.

Arya Aramnejad'ın durumu benzersiz değil. Bir gecede dünyaca ünlü olan bir diğer İranlı müzisyen ise şu anda Almanya'nın Köln şehrinde yaşayan Shahin Najafi. 2012'de "Naghi" adlı şarkısı ortalığı karıştırdı. İran'ın dini liderleri, şarkıcının şarkının başlığında adı geçen imama hakaret ettiğini iddia etti.

Bamdad Esmaili'ye göre, İran'daki müzisyenler çok az sanatsal özgürlüğe sahipler. Bu, 32 yaşındaki Shahin Najafi tarafından doğrulandı: "İran'da canlı performans sergilemek isteyen bir şarkıcı orada ölü bir odun gibi durmak zorunda ve müziğe geçmesine izin verilmiyor"

Onaylanmamaları, çeşitli Ayetullahların en az dört fetva (İslam dini hükümleri) vermesine yol açtı. Bu fetvalar dünyadaki herhangi bir Müslümana Necefi'yi öldürme izni verdi. Bir Şii web sitesi, bunu yapan herkese 100.000 $ (75.000 €) ödül bile teklif etti. Hayatından endişe eden Necefi, birkaç ay saklandı ve polis korumasına verildi. Necefi'ye göre, İran'dan ayrılmadan önce bile durumu basit olmaktan uzaktı.

Şimdi 32 yaşında olan sanatçı, "İran'da canlı performans sergilemek isteyen bir şarkıcı orada ölü bir odun parçası gibi durmak zorunda ve müziğe geçmesine izin verilmiyor" diyor. Bu, sahnede Batılı sanatçılar gibi davranmak isteyen Necefi için sorunlu: "Neden Bob Dylan veya Metallica gibi müzisyenlerin sahnede performanslarından tam anlamıyla zevk almalarına izin veriliyor, ama biz değil miyiz?"

Kurallara bağlı kalmaya isteksiz olduğu için, milis güçleri Eylül 2004'te yasadışı olarak düzenlediği konserlerinden birine baskın düzenledi. Necefi cezai suçlamalarla karşı karşıya kaldı, ancak davası başlamadan hemen önce Türkiye'ye kaçmayı başardı. Sekiz yıl önce Almanya'ya siyasi sığınma başvurusunda bulundu.

Başka bir örnekte, İran'daki tartışmalı 2009 seçimlerinden bu yana ev hapsinde tutulan bir muhalefet lideri olan Mir Hossein Mousavi'ye bağlı bir İran haber sitesi Kaleme, 23 Kasım'da İranlı Kürt belgesel yapımcısı Keyvan Karimi'nin Evin'de hapsedildiğini bildirdi. Karimi, 2009 seçimleri sonrasındaki protestolardan bazı sahnelerin yer aldığı “Neveshtan Rooy-e Shahr (Şehir Üzerine Yazmak)” adlı filmi nedeniyle 2015 yılında belirsiz bir şekilde “kutsal olana hakaret” suçlamasıyla altı yıl hapis ve 223 kırbaç cezasına çarptırıldı

Daha önceleri de tutuklanan besteci Mehdi Rajabian, kariyerinde üçüncü kez "kamu ahlakına karşı suçları" yasaklayan belirsiz bir yasayla İran Devrim Mahkemesi'ne çıkarıldı. Mehdi Rajabian, yerel İran enstrümanlarını kullanarak klasik besteler yapıyor, ancak son projesi İran'da büyük ölçüde yasak olan bir şey içeriyordu: bir kadın dansçının zarif hareketleri. Rajabian, "Yargıç bana, 'toplumun fuhuşa girmesine neden olan' son projemde şarkı söyleyen ve dans eden bir kadını yayınlamakla suçlandığımı söyledi" dedi.

Bay Rejabian, ABC'ye, Sony Music'in son albümünü ünlü İranlı klasik dansçı Helia Bandeh'in yer aldığı bir videoyla birlikte çevrimiçi yayınlamasının ardından tutuklandığını söyledi. 

Rajabian’ın tutuklanmasına yol açan videoda Rajabian'ın müziğini seslendiren Bayan Bandeh, İran'ın eğlence konusundaki "karmaşık" kurallarının "gri bölge" olduğunu belirtti. Bandeh’e göre, "Sonuçta, her şey gerçekten bireye ve neyi yapıp neyi yapamayacağınıza karar veren bağlantılarınıza bağlıdır" dedi. "Bir sanatçı bir dansçıyla video klip oluşturabilir, diğeri bunun için tutuklanır. Bağımsız bir sanatçı olmayı seçerseniz ve kendinizi özgürce ifade etmeye değer veriyorsanız, çitin yanlış tarafındasınız. Başınız çabuk belaya girecek."

Bayan Bandeh, resmi izin almasına rağmen geçen yıl tutuklanana kadar hem İran'da hem de yurtdışında Fars klasik dansı öğretmek için altı yıl harcadı. Atölyesi ve evi basıldı, eşyalarına el konuldu ve bir yıl gözaltında tutuldu. "Pers dansı damarlarımda dolaşıyor ve onsuz orada olmayabilirim," dedi.  "Kimliğimi aldıklarını ve içimde hiçbir şey kalmadığını hissettim." Bayan Bandeh şu ​​anda eşi ve çocuklarıyla birlikte İran'ın dışında yaşıyor ve burada gösteri yapmaya ve öğretmeye devam ediyor.

Bay Rajabian'ın dansıyla bağlantılı olarak tutuklandığı haberini aldığı için üzüldü. "Bu kadar güzel bir şeye bu kadar adaletsizce davranılabileceğine inanamazdım... Bunun için içimde yaşayan hüznün derinliğini ifade etmek zor" dedi. Rajabiansa daha önce de özgür sanatsal ifadeyi yasaklayan İran yasalarınca 2013 ve 2015 yıllarında tutuklanmıştı. İlk suçuysa Facebook'ta İran-Irak savaşını "saçmalık" olarak nitelendirdiği bir albüm için İslam'ın değerlerini aşağılamak ve rejim aleyhinde propaganda yapmakla suçlanmasıydı. Ama asıl sebeb oldukça farklıydı: "Birçoğu kadın olmak üzere yasaklı sanatçıları destekliyordum." – diyor Rajabian.

2015 yılında tekrar tutuklanan Mehdi Rajabian müzikten, sanattan asla vazgeçmeyeceğini söylüyor: "Yüzlerce kez hapse girsem bile projemde kadın şarkıcıya, felsefe ve düşünceyle birlikte kadın dansına ihtiyacım var. Müzik ve dans bizim tek silahımız. Müzikte felsefe mücadelemizin kurşunlarıdır. Sonuçta amaç önemlidir."

Ayrıca, Türkiye merkezli İranlı araştırmacı, gazeteci, yazar Kaveh Taheri yabancı medyaya verdiği demeçte İranlı yetkililerin 2019'un başından beri 52 kadın müzisyenin performans göstermesini yasakladığını söyledi.

Yetkililer, "Ülke nüfusunun yarısı olan İranlı kadınların, yetkililer öğrenirse gizlice bile olsa alenen şarkı söylemeye veya dans etmeye hakları yok" diyor, ama İran'da halka açık yerlerde performans göstermesi yasak olan birçok kadın dansçı, sosyal medya hesaplarını bir tür sanal sahne olarak kullanmağa devam ediyor. Taheri, ayrıca 2018'de hapsedilen 15 kadın ve erkek de dahil olmak üzere hapis cezasına ve/veya kırbaç cezasına çarptırılan çok sayıda sanatçı vakasını "müstehcen müzik ve görüntülerin üretimine katıldıkları ve rejim karşıtı uydu ağları aracılığıyla yaydıkları" iddiasıyla gerçekleştiğini diyor. ABC'ye konuşan Taheri, kadın şarkıcı Negar Moazzam'ın da 2018'de solo performans sergilemekten hapis cezası aldığını söylüyor.

Bu tür kısıtlamalar, İran'ın müzik ve dans sahnelerini yeraltına itmiş durumda. Batı pop müziği büyük ölçüde yasaklanmış olsa da, yerel olarak üretilen bir hip-hop, rock ve tekno dalgası izleyicilerini çevrimiçi bulmakta.  Örneğin, Mina Kafashan  ve ortağı Mehdi Darzi, son iki yıldır Tahran'ın underground tekno sahnesinde müzik yapıyor. Kafashan, bir kadın müzisyen olarak çok fazla incelemeyle karşı karşıya kalacağından, yetkililerin sayısız kez kısıtlamalarıyla karşılaştığını ve elektronik müziklerini herhangi bir karma festivalde çalamadıklarını söylüyor. ABC'ye konuşan Kafashan, "Gösterideyken dans bile edemiyoruz. Komik ama bizim için büyük bir acı" diyor. İkisi de ses mühendisi olan çift, sentezleyiciler ve elektronik ritimler kullanarak müziklerini sıfırdan yaratıyor. Ancak sıkı çalışmalarına rağmen, kısıtlamalar nedeniyle daha büyük elektronik müzik sahnesine giremeyeceklerini söylüyorlar. Bunun da yolunu bulmuşlar: uzun süredir müziklerini sosyal medyada yayınlıyorlar.

Hükümet kısıtlamaları ve siyasi sorunlar nedeniyle Kafashan, "sanatımızı göstermenin veya insanları yaptığımız işe alıştırmanın" bir yolu olmadığını söyledi. "Bazı küçük yerlerde az seyircili bazı performanslarımız olabilir, ancak hepsi Hükümet’in izni olmadan. Ülkemizde bir şekilde anonimiz. İstediğimizi yapmakta özgür değiliz ve kendimizi her zaman gerçekten sınırlı bir çerçevede sunmak zorundayız." kaynak

 

Sonuç olarak

- İran’da kültür ve sanata karşı baskıların mevcut olmasıyla ilgili iddialar doğrudur,

-Tahran rejiminin hükümet karşıtı sanatçıları takip etmesi, tutuklaması sürekli rast gelinen bir olay,

-Underground sanat dediğimiz sanatsal faaliyetler Tahran rejiminin baskılarına rağmen varlığını sürdürmektedir,

-Tahran rejimi bayan sanatçılara karşı baskılarını sürdürmektedir