Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), Hollywood oyuncusu Morgan Freeman'ı Türk Hava Yolları reklamında oynadığı için eleştirdi. ANCA tarafından Twitter'dan yapılan açıklamada, "Recep Tayyip Erdoğan'ın vekalet savaşlarıyla savaşmak için dünyanın dört bir yanındaki paralı askerleri yasa dışı yollardan feribotla taşıyan devlete ait havayolu şirketi Türk Hava Yolları'nın reklamını yaptığı için Morgan Freeman'a yazıklar olsun" dendi.
Komite, Freeman'ın videoda söylediği reklam sloganını şöyle yorumladı: “Savaş yakın görünüyor. Korkuyu getiriyoruz." ANCA ayrıca Freeman'ın boykot edilmesi çağrısında da bulundu. Aynı zamanda, Ermeni yayınları, daha önceki Hollywood oyuncusu George Clooney'nin Türk Hava Yolları ile 35 milyon dolarlık bir günlük sözleşmeyi reddettiğini belirtiyor. The Guardian'a verdiği röportajda Clooney, teklifi aldıktan sonra eşi Amal Clooney ile görüştüğünü ve Türkiye'nin ABD'nin müttefiki olmasına rağmen zaman zaman şüpheli bir ülke olduğu için red etmeye karar verdiklerini belirtti.
Faktyoxla Lab. ANCA'nın Türk Hava Yolları'na yönelik iddialarının ne denli haklı olduğunu ve George Clooney'nin bir Türk şirketinin reklamında görünmeyi neden reddettiğini araştırmaya çalıştı.
Öncelikle yazımıza Amerika Ermeni Ulusal Komitesi'nin (ANCA) ABD'deki Ermeni lobisinin temel direği olarak adlandırılabileceği gerçeğiyle başlayalım. Resmi web sitelerinde açıkça ilan ettikleri ana görevlerinin, Ermenistan ve Ermenilerin çıkarlarını ve ayrıca Türkiye ve Azerbaycan'a karşı her türlü muhalefeti teşvik etmek için lobi faaliyetleri düzenlemek ve koordine etmek olduğunu söyleyen ANCA'nın ana finansman kaynağı da Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Ermenilerin bağış ve katkılarıdır.
ANKA ile her şey açık görünüyor.
Şimdi George Clooney'nin neden reklamlarda görünmeyi reddettiğini, onu motive eden şeyin ne olduğunu düşünün. Gerçek şu ki, daha önce siyasi süreçlerde hiç görünmeyen George Clooney, öncelikle Ermeni propaganda kulübüne katıldı. Bu, onu Ermeni çıkarları için siyasi mücadeleye sürükleyen Lübnan asıllı İngiliz avukat Amal Alamuddin (Clooney) ile evlenmesinden sonra oldu. Böylece George Clooney, 24 Nisan 2016'da Aurora Uyanış İnsanlık Ödülü’nün uluslararası ödül törenine katılarak Ermenistan'ı ziyaret etti. Erivan'da Clooney sözde "Ermeni soykırımı" konusuyla ilgili ateşli bir konuşma yaptı.
Amal Clooney'nin bir avukat olarak kendisinin de AİHM'deki "Doğu Perinçek'in İsviçre Hükümetine Karşı" davasında Ermenistan'ın çıkarlarını savunduğunu ve davayı bir patlama ile kaybettiğini hatırlayın.
Daha sonra Türkiye İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek İsviçre'de çeşitli konferanslara katılarak "Ermeni soykırımı"nı "uluslararası yalan" olarak nitelendirdi. Yerel Ermeni aktivistler Perinçek'i mahkemeye çıkarmaya çalıştı. Dava, Perinçek'in ifade özgürlüğünü kötüye kullanmadığı ve 1915 olaylarını "soykırım" olarak değerlendirmemesinin suç teşkil etmediği yönünde bir kararın verildiği AİHM'ye ulaştı.
Amal Clooney, davayı kaybettikten sonra, kendisini bir şekilde haklı çıkarmaya ve işverenlerinin ona yüklemeğe çalıştığı başarısızlık suçlamalarından kurtulmaya çalışarak, başarısızlığın bir zafer olarak kabul edilebileceğini onlara kanıtlamaya çalıştı.
Amal Clooney, Mısırlı gazetecileri savunduğu bir davayı da kaybetti. Gazeteciler teröristlerle işbirliği yapmak, yanlış bilgi yaymak ve akreditasyon olmadan çalışmakla suçlanıyorlardı. El Cezire çalışanları, avukatlarının "profesyonel" savunması sayesinde üç yıl hapis yattılar.
Amal Clooney, beceriksizliği nedeniyle işinden bile kovuldu. Bu, dört antik Yunan mermer heykellerin anavatanlarına geri döndürmeye yardım etme talebiyle Amal'a gelen Yunan hükümetinin eylemleri nedeniyle oldu. Çalışmalarını denetleyen yetkili, Amal'ın değerli eserlerin haklı olarak ülkeye ait olduğunu doğrulamak için yeterli kanıt toplayamadığını bildirdi.
Türk Hava Yolları'nın paralı asker taşıdığı yönündeki suçlamalara ilişkin ise henüz bir kanıt sunulmadı.
Özellikle Karabağ konusuna gelince, Azerbaycan'ın guya yabancı paralı asker toplama konusuyla ilgili iddialar, daha İkinci Karabağ Savaşı başlamadan önce Ermeni ve Rus medyasında abartılmaya başlandı. 21 Eylül 2020'de Ermeni asıllı Suriyeli Kevork Almasyan, Twitter'da "Azerbaycan'ın Suriyeli paralı askerleri" ile ilgili ilk haber yapan kişi oldu.
Aynı zamanda, herhangi bir güvenilir kaynağa atıfta bulunmadı, ancak bu dikkate alınmadı ve Almasyan'ın sahtekarlığı hemen servis edildi. Aynı gün, kendisini araştırmacı gazeteci olarak tanıtan, Türkofobik açıklamalarıyla tanınan Lindsey Snell, Twitter'a Almasyan'a atıfta bulunarak karşılık gelen bir giriş yaptı: “Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu Karabağ'a gönderildi” ve ardından Bakü'ye gidiyormuş gibi Hamza tümeninden savaşçılarının görüntülerinin olduğu iddia edilen bir fotoğraf yayınladı.
The Guardian, Times, Reuters, Wall Street Journal ve BBC, doğrulanmamış tweetlere dayanarak Azerbaycan'da paralı asker olduğu iddiasıyla ilgili en aktif haberlerini yaptı. Üstelik herkes benzer bir doku kullandı ve bu da belirli düşüncelere yol açtı. Bu nedenle Wall Street Journal, raporunda Karabağ'daki isimsiz kaynaklardan "haberci aracılığıyla alınan" bilgileri kullandığını iddia etti. Ama her iki kaynakta da hemen hemen aynı kelimeler kullanılmaktaydı.
Bulgaristan merkezli düşünce kuruluşu Hazar ve Karadeniz Analiz Vakfı (CCBS) bir araştırma yaptı ve sonraki sahte yayınlar için birincil kaynağın Snell'in tweet'i olduğunu tespit etti.
Yayılan bilgiler kimse tarafından kontrol edilmedi, güvenilirliği görünüşe göre kimseyi rahatsız etmedi. Böylece, "Azerbaycan için savaştığı" iddia edilen ve doğrulama için, Karabağ'dan çok önce ve çok uzakta ölen kişiler olduğu ortaya çıkan ölü Suriyeli paralı askerlerin fotoğrafları yayınlandı. Böylece, "Karabağ'da öldürülenlerden" biri - sosyal ağlara öfkeyle Ermenistan Savunma Bakanlığı yetkilileri tarafından fotoğrafı dağıtılan yeğeni Irak'ın kuzeyi Pençe Harekatı bölgesinde teröristler tarafından tuzaklanmış mühimmatın patlaması sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Serdar Temelli’nin resmi amcası Abdurrahman Temelli tarafından teşhis edildi.
Rus tarafı da Ermeni propagandasına paralı askerler konusunda büyük yardımlarda bulunmuştur. Özellikle, düşmanlığın zirvesinde, Dağlık Karabağ'daki Ermeni-Azerbaycan ihtilafı bölgesinde yaklaşık 2 bin yabancı paralı askerin faaliyet gösterdiğini söyleyen Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov bulunmaktadır.
Aynı zamanda, ne kendisi ne de diğer yetkililer ve uzmanlar, bu konuyu gündeme getirirken, Suriye paralı askerlerinin tam olarak kimin için savaştığını belirtmemiş ve Ermeni tarafının fantezilerine yer vermemiştir.
Bu arada, Kasım ayı başlarında Bakü, Karabağ'da Ermeni tarafında savaşan paralı askerlerin ayrıntılı bir listesini Moskova'ya teslim etti.
Ermeni ve Rus kaynaklarının asılsız açıklamalarının aksine, Azerbaycan ad ve soyadları da dahil olmak üzere ayrıntılı bilgi verdi. İlgili terör örgütlerinin isimleri de bu listede belirtilmekteydi. Ermeniler, iftira kampanyasına resmi Avrupa'yı dahil edemediler. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın AKPM kış oturumunda bir Ermeni gazetecinin ilgili sorusuna verdiği yanıtı herkes biliyor: Dağlık Karabağ'daki askeri operasyonlar mı? Şimdiye kadar buna dair bir kanıt bulunamadı."
Bu arada Azerbaycan tarafı, Ermenistan'ın Karabağ'daki savaşa yabancı paralı askerlerin karıştığına dair güçlü kanıtlara sahip. Bu süreç, ikinci Karabağ savaşından çok önce başladı. Ermenistan, özellikle Fransa, Kanada, Lübnan, İspanya, Yunanistan ve diğer ülkelerden paralı askerleri kendi birliklerine çekti. Bu, düşmanlıklar sırasında öldürülen paralı askerlerde bulunan yabancı pasaportlarla kanıtlanmıştır. Böylece Yunan vatandaşı Arena Osipov, İspanyol vatandaşı Armen Knyazyan, Fransız vatandaşı Artur Hovhannisyan, Kanada vatandaşı Christopher Artin, Lübnan vatandaşı Gevorg Hajiyan, Suriye vatandaşı Stepan Keshishyan ve daha birçok aşırılık yanlısı çetenin üyelerinin pasaportları bulundu.
Savaş sırasında, Azerbaycan özel güvenlik servisleri, Ermeni tarafında savaşan yabancı paralı askerlerin müzakerelerini kaydeden bir radyo dinlemesinin ses kaydını yayınladı.
Azerbaycan Devlet Güvenlik Servisi, Suriye ve Irak'tan Karabağ'a getirilen Kürdistan İşçi Partisi'ne bağlı paralı askerlerin telsiz iletişimlerini engellediğini bildirdi.
Türk Hava Yolları'na gelince, şirketin adı en son Belarus'tan Almanya'ya göçmen taşıma iddiasıyla ilgili olarak anıldı.
Bu nedenle, geçen yıl 8 Kasım'da Almanya'da yayın yapan Bild gazetesi, kolluk kuvvetlerindeki çeşitli kaynaklara atıfta bulunarak, Aeroflot ve Türk Hava Yolları'nın Belarus'tan Almanya'ya göçmen taşımacılığında yer aldığını bildirdi.
Yayının muhataplarına göre, son altı hafta içinde yaklaşık altı bin göçmeni taşıdılar. Bir gün sonra Türk havayolu, Belarus üzerinden de dahil olmak üzere göçmenlerin yasadışı hareketine karışmadığını ve medyanın tüm suçlamalarını "asılsız" olarak nitelendirdi. İşte Türk Hava Yolları skandalı da burada sona erdi.
Böylece Amerika Ermeni Ulusal Komitesi'nin tahrif edilmiş verilerle çalıştığı bir kez daha kanıtlanmış oluyor. Türk Hava Yolları'nın dünya çapında yasadışı yollardan radikalleşmiş paralı askerler kaçırdığına dair hiçbir kanıtın ortada olmadığı muhakkak.