İsveç'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik gerçekleştirilen alçak eylemin ardından skandalların arkası kesilmiyor. İsveç gazetesi Aftonbladet, İslam düşmanı ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan'ın önümüzdeki günlerde İsveç'in Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için talepte bulunduğunu yazmıştı. Ülkede yayın yapan Flamman dergisi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret yarışması başlattı. kaynak
Irkçı siyasetçi Paludan eylemlerine yıllardır göz yuman İsveç hükümeti, aşırı sağcı liderin daha önce yaptığı başvurulara da onay vermişti. Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, 2017 yılından bu yana Danimarka'da ve İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakmasıyla tanınıyor. 2021'de Ramazan boyunca Müslümanların yoğun yaşadığı mahalleler ve camilerin yakınlarında polis korumasında provokasyonlarına devam eden Paludan, Paskalya tatili boyunca İsveç'in başkenti Stockholm ile Malmö, Norköpin ve Jönköping kentlerinde eylemlerini sürdürmüştü. kaynak
Aşırı sağcı Stram Kurs partisinin kurucusu Rasmus Paludan, birkaç gün önce yapmış olduğu açıklamayla İsveç polisinin bugün yapacağı eyleme izin verdiğini vurgulamış ve herkesi sosyal medya hesaplarından eyleme davet etmişti.
Paludan, TSİ ile saat 15.00’te Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önündeki bir alanda İsveç polisinin aldığı güvenlik önlemleri arasında elinde bir çakmak ile uzun bir açıklama yapmıştı. Paludan daha sonra Kur'an-ı Kerim’i yakıp, elinde yanan Kur'an-ı Kerim ile açıklamalarına devam etti. Eylem sırasında İsveç polisinin Paludan'a müdahale etmediği görüldü.
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin verilmesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama geldi. Hiçbir şekilde kabul edilmediği belirtilen açıklamada Bakanlık bunun bir nefret suçu olduğunu vurguladı.
Bakanlık açıklamasında şu ifadeler kullanıldı; Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç’te bugün (21 Ocak) kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz. Müslümanları hedef gösteren ve kutsal değerlerimize hakaret eden bu İslam düşmanı provokatif eyleme ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Çünkü bu bir nefret suçudur. kaynak
Faktyoxla Lab (Teyit Laboratuvarı) olarak İsveç’te son yıllarda artan İslamofobi olaylarını araştırdık.
Araştırmalarımız zamanı, 2019 yılından bu yana Müslümanların işlettiği 16 okula kilit vuran İsveç yönetiminin, geçtiğimiz ay 1 okulu daha kapattığını teyit ettik. Göteborg'da 200'den fazla Müslüman öğrencinin kayıtlı olduğu okulun faaliyetine 'öğrencileri radikalleşmeye maruz bıraktığı' iddiasıyla son verildi. Medyaya konuyu değerlendiren İsveç'teki Nyans Partisi Lideri Türk politikacı Mikail Yüksel, "İsveç'te yaşayan Müslümanlara yönelik bir cadı avı yapılıyor" dedi.
Bu başarılı okulları kapatmak için öne sürülen gerekçelerin dayanağı olmadığına vurgu yapan Yüksel, “İsveç İstihbaratı, elinde bilgiler olduğunu, küçük yaştaki çocukların radikalleştirildiği bilgisi alındığı için okulu kapatma kararı aldıklarını söylüyor. Oysa buna dair bir kanıt yok. Bahsettikleri çocuklar da 5-6 yaşındaki çocuklar. 5-6 yaşındaki bir çocuğun radikalleşmesi mümkün mü? Ortada bir belge var mı? Yok. Sadece 'Bu okuldaki çocukların radikalleşme riski vardır' diye bir yazı yazıyorlar. Bakın 'radikalleşiyor' demiyor. 'Radikalleşme riski vardır' ifadesini kullanıyor. Sonra da okulu bu gerekçe ile kapatıyorlar” ifadelerini kullandı. kaynak
Daha bu olaydan bir ay önce başkent Stockholm'de bir caminin giriş kapısının yakınına tahrip edilmiş Kur'an-ı Kerim bırakılarak İslamfobik saldırı gerçekleştirilmişti. Stockholm Camisi'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, tahrip edilmiş Kur'an-ı Kerim'in, caminin kapısının yanındaki bahçe demirlerine zincirlerle bağlanarak Müslümanların aşağılandığı belirtilmişti.
Olaya ilişkin fotoğrafın da yer aldığı açıklamada, "Camimiz ve cemaatimiz çok yaygın olarak tehditler alıyor. Irkçılar, kendinden olmayanları lekelemek için her zaman yeni bir girişimde bulunuyor. Hem cemaatimizin hem de kamuoyunun dikkatini çekmek ve nefret suçunun normalleştirilmemesi için bu fotoğraf ve bilgileri paylaşıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Caminin kapısına daha önce de defalarca sprey boyayla gamalı haç çizilmiş, İslamofobik yazılar yazılmıştı. kaynak
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), daha önce İsveç'te aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Müslümanların bulunduğu bölgede Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonunu kınamıştı. İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi'nin (Stram Kurs) düzenlediği gösterilerin, büyüyen İslamofobi dalgasıyla ilgili İslam dünyasındaki endişeleri artırdığını söylemişti. Ayrıca, bu olayı gerçekleştirenlerin ırkçı ve yabancı düşmanı fikirlere sahip olduğuna işaret eden Taha, yapılanların medeni bir toplumun değerlerine aykırı olduğunu vurguladı.
Açıklamada, bu kışkırtıcı eylemin İsveç başta olmak üzere Avrupa vatandaşlarının çoğunluğunun bakış açısını yansıtmadığı kaydedildi. kaynak
Araştırmalarımız zamanı geçtiğimiz yıllarda İsveç hükümetine sunulan İslamofobi raporunda, Müslümanların sıklıkla tehdit ve tacize maruz kaldığı, ayrıca nefret ile karşılaşmamak için siyasete girmedikleri de vurgulandığını teyit ettik. İsveç Suç Araştırma Konseyi’nce 2016-2018'de İslamofobik saldırıya uğrayan 500 kişinin yaşadıklarının hükümete sunulduğu raporda, bu kişilerin sık sık tehdit ve taciz edildikleri ifade edildi.
Ayrıca en çok saldırıya uğrayanların başörtülü kadınlar olduğu vurgulandı. Konseyin araştırmacısı Johanna Olseryd, "Saldırıya uğrayanlarda belirli bir Müslüman tipi yok. Her Müslüman saldırıya uğrayabilir. Dini kıyafetler giyen ve Müslümanlığı ile medyada ön plana çıkanlara ise saldırı olasılığı daha artıyor. Müslüman kadınlar başörtüsü takmalarından dolayı, sokakta ve sosyal medyada sıkça İslamofobik saldırıya uğruyor." ifadelerini kullandı.
Konseyin diğer araştırmacısı Lisa Wallin, Müslümanların siyasetten uzak kaldıklarını, çünkü İslamofobik nefret saldırısına maruz kalmaktan korktuklarını ifade etti.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Eşitlik Bakanı Marta Stenevi de raporla ilgili değerlendirmesinde şu ifedeleri kullandı: "Müslüman kadınların nasıl saldırıya uğradığı, başörtüsünün nasıl zorla çıkarılıp yerlere atıldığı, yüzlerine tükürülüp hakaretlere maruz kaldığı raporda yer alıyor. Bunları dehşet verici buluyorum ve daha kapsamlı bir raporla hükümetin bu konuda ivedilikle çalışmasını uygun buluyorum." kaynak
İsveç'te yapılan bir araştırmaya göre halkın çoğunluğu komşusunun hangi ülkeden geldiğini önemsemiyor ancak her beş İsveçliden biri komşusunun Müslüman ya da Orta Doğu kökenli olması fikrini olumsuz karşılayacağını söylüyor.
Araştırma şirketi Novus tarafından yürütülen anket için İsveçlilere, farklı kökenlerden komşularla birlikte yaşamakla ilgili düşünceleri soruldu.
Ankete katılanlardan yüzde 22'si, Orta Doğu asıllı ya da Müslüman komşu fikrinin onlara "olumsuz" hissettireceğini belirtti. Katılımcılardan yalnızca yüzde 4'ü Afrika kökenli bir komşu fikrine "olumlu" baktığını söylerken yüzde 16'sı "olumsuz" yanıtı verdi.
Hristiyan kökenli bir komşuya "olumlu" bakanların oranı yüzde 12, İsveçlilere olumlu bakanların oranıysa yüzde 19 oldu. kaynak
Bir dehşetli olaysa, İsveç'te yaklaşık 20 bine yakın çocuğun, çeşitli bahanelerle ailelerinden koparılması olayıdır. Müslüman bir ailenin çocuğu söz konusu olduğu zaman hiçbir prosedür uygulanmadan alınıyor. Alınan çocuklar pedofili ailelere veriliyor. Videoda da Iraklı bir ailenin çocuğuna el konulduğu görülüyor. kaynak
İsveç çeşitli bahaneleri öne sürerek çocukları ailelerinden koparıyor. Bahanelerinde yatan kriterler de objektif olmadığından dolayı ülkede yaşayan yabancılar, göçmen kökenliler daha fazla ayrımcılığa maruz kalıyor. Söz konusu Müslüman bir ailenin çocuğu ise her türlü ön yargıyla çocuğun alınmamasına imkan bırakılmıyor. Mahkeme kararları hem kurum hem aileler için bağlayıcı; fakat mağdur ailelere destek veren derneklere göre durum hiç de öyle değil.
Müslüman ailelere İsveç’in yasaları işlemiyor. İsveç’te aileler bu sebepten sosyal hizmetler kurumunu protesto etti fakat sesleri dünyada yankı bulmadı. Ayrıca geçtiğimiz aylarda da basında çıkan habere göre, Müslümanlardan alınan çocuklar pedofili ailelere veriliyor.
Yapılan protestoda ailelerden biri "Bazı çocuklarımız pedofili ailelere verildi. Cinsel şiddete uğrayan, koruyucu aile tarafından çıplak resimleri çekilip sosyal medyada yayımlanan çocuklarımız var. Adalet istiyoruz, çocuklarımızı bize vermiyorsanız uygun ailelere verin" dedi.
Sosyal hizmetler kurumu tarafından yapılan açıklamada ise çocuklara kötü davranıldığı ve şiddet uygulandığı için çocukların ailelerden alındığı iddia edildi. kaynak
Görüldüğü üzere:
-İsveç’te aşırı sağ politikacı Rasmus Paludan'ın Türk Büyükelçiliği önünde Kurani-Kerim’i yakması İsveç’te İslamofobi’nin yeni olmadığını gösteriyor.
- Ülkede özellikle son yıllarda artan Türk ve Müslüman düşmanlığı nerdeyse sınır tanımıyor.
- Eğer ülkede Hristiyan Demokrat Parti’nin başkanı Ebba Busch, polise "radikal İslamcılara ateş etme" çağrısı yapıyorsa, demek ki, olay sadece Paludanla sınırlı değil.