Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtlarken CHP'li Ünal Çeviköz ile ilgili sorulan bir soruya Erdoğan, şukarşılığı verdi:
"Bunlardan biri de geçmişte Bakü'de büyükelçi olarak görev yapmıştı, şimdi CHP'de güya siyaset yapıyor. İlham Bey'le konuşurken o bile "Ben bu adamı bir daha bu kapıdan içeri sokmam" dedi. Çünkü Azerbaycan'a da ihanet etti. Sen önce bir defa büyükelçilik yaptığın ülkenin siyasetine saygılı olmayı öğren. Bunu öğrenmedi ki bu adam. Şu anda da rastgele işte nasıl olduysa siyaset yapıyor. Biz bu tür siyasetçileri cepten çıkarıyoruz. Bunların siyaseti öğrenmeleri için daha çok fırın ekmek yemeleri lazım. Bunlar büyükelçilik yapmış, siyasetçilik değil. Siyasetçilik başka bir şey, büyükelçilik başka bir şey." ( internethaber.com )
Faktyoxla Lab. olarak Ahmet Ünal Çevizköz’ün geçtiğimiz yıl cihatçı grupları güya Türkiye iktidarınca Azerbaycan’a gönderilmesiyle ilgili iddialarını, bu iddiaların kaynağını ve Türk toplumunun buna tepkisini araştırdık.
Öncelikle olayların nasıl geliştiğine bir göz atalım: CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, geçtiğimiz yıl katıldığı bir televizyon programında Türkiye'nin Ermenistan'a karşı Azerbaycan'a destek vermesiyle ilgili, "Türkiye Suriye'den cihatçıları Azerbeycan'a taşıyor" iddiasını ortaya atmıştı. Olay yaratan ifadelerin ardından Çeviköz geri adım attı. Sözlerinin çarpıtıldığını belirten Çeviköz, "Naklettiğim bazı iddia ve haberler çarpıtılarak hakkımda iktidar partisi tarafından bir karalama kampanyasına dönüştürülmüş bulunmaktadır. Asıl üzücü olan, bu kampanya ile benim ve partimin Azerbaycan’ın yanında olmadığımız şeklinde yaratılan algıdır" ifadelerini kullandı. (Kaynak)
Aynı iddiayı hemen hemen aynı dönemlerde yayın ofisi Kaliforniya'nın Fresno kentinde bulunan Amerikan yayını GV Wire’de, avukat ve mali müşavir Marshall Mushigian “Terör ve Teröristler: Türkiye, Azerbaycan ve Yeni Anlatı” başlıklı bir makalesinde dile getirmişti. Yazar, özellikle, “Türkiye'nin yardımıyla Azerbaycan, Hıristiyan Ermenilere karşı savaşmak için İslami cihatçı teröristleri ithal etti” diye yazıyodur. Muşigyan, gerçekleri belirtmeden, “İşgal sırasında Azeri ordusunun okulları, doğum hastanelerini, yerleşim yerlerini, kiliseleri ve diğer sivil hedefleri intihar insansız hava araçlarıyla hedef aldığını ve misket bombalarını yasakladığını” iddia ediyordu. Ona göre Ermeniler şiddet ve ırkçılığın kurbanı olmaya devam ediyor: “Ateşkese rağmen, Türkiye ve DAİŞ planlarını takip ederek, Karabağ Ermeni kiliselerini ve kültürünü yok ediyor.”
44 günlük Vatan Savaşı’nın sürdüğü sıralarda emekli büyükelçi Ahmet Ünal Çeviköz’den bu rezil cümleleri vicdanı sızlamadan söyledikten sonra, ikna edici bir açıklama yapmasını bekleyenler vardı. Yapmadı fakat. Aynı ruhsuz açıklamasının etrafında dolaştı. Hatta onun yerine iktidar yandaşlarının, sözlerini çarpıttığını iddia etti.
Takvim gazetesi yazarı Bülent Erandaç Ahmet Ünal Çeviköz’ün Londra Büyükelçiliği'nden emekli olduktan sonra, 2015 yılından bugünlere kadar CHP içinde hangi güçler tarafından yükseltildiği, CHP vitrininde kendisini göreve getiren güçlerin sesi olarak öne çıkarıldığını yazdı. Erandaç yazısında CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı, emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz’ün bir NATO hayranı olduğunu belirterek Bülent Ecevit'in başbakan olduğu hükümette, gölge başbakan Hüsamettin Özkan tarafından Azerbaycan'a büyükelçi olarak atandığına dikkat çekti: ‘‘Ardından Irak'ın başkenti Bağdat'a büyükelçi olarak atanan Ahmet Ünal Çeviköz’ün akabinde 2009 yılında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün korumasında İŞGALCİ ERMENİSTAN'LA Türkiye dostluğunu sağlayacak Zürih sürecine imza atmıştır. Yabancı ülkeler içinde en stratejik Türkiye Büyüleçiliği olan LONDRA'DA BÜYÜKELÇİ olarak görev yapmıştır. Bugün Ünal Çeviköz'ün Türkiye, Ermenistan'a cihatçı gönderdi algı operasyonunun) sözcüsü olması tesadüf mü? 2009 ERMENİSTAN SEVİCİLİĞİNİN UZANDIĞI NOKTA OLMASIN?’’ (Kaynak)
Emekli Büyükelçi’nin Ermeni seviciliğiyle elimizde yeterince kanıtlar mevcut. Tabiri caizse, nerde bir Ermeni konusu geçiyorsa, orda mutlaka Ahmet Ünal Çeviköz’ü de görmeniz şart. Ahmed Ünal Çevikoz, Türkiye ile Ermenistan arasında 2009 yılında imzalanan ve "Ermeni açılımı" olarak bilinen "Zürih Protokolleri"ni hazırlayan kişiydi. Protokollerin hazırlandığı sırada Çevikoz, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nda üst düzey bir yetkiliydi ve yetkisini kötüye kullanmıştı. Bu tehlikeli proje, Azerbaycan hükümeti ve toplumunun sert tepkisi ve başta Erdoğan olmak üzere Türkiye devlet yetkililerinin net duruşu nedeniyle gerçekleşmedi. Türkiye ile Ermenistan arasında 2009 yılında ABD, Fransa, Rusya ve İsviçre'den yetkililerin katılımıyla imzalanan "Zürih Protokolleri"nin temel amacı Türkiye Ermenistan sınırını açmaktı. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi protokolleri onaylamadığı için Çeviköz'ün bu faaliyeti de yarım kaldı. (Kaynak)
Ünal Çeviköz birkaç sene önce CHP'nın milletvekili adayıyken ‘’Agos’’ gazetesine verdiği demeçte "Protokoller onaylansaydı Kafkasya’da çok daha farklı bir ortam oluşurdu" – demişti.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nda yıllar boyunca farklı kademelerde görev yapan, Türkiye - Ermenistan yakınlaşması için ne hikmetse hadsiz çaba gösteren Ünal Çeviköz “Agos”a verdiği demeçte Ermenistan –Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini öngören protokollerin lağvedilmesine de değinerek şunları söylemişti: “… Keşke yapabilseydi. Bu sadece Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ve bölgede bir barış ortamının ilerlemesine yol açmakla kalmayacaktı. Aynı zamanda Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilafın da çözülmesine olumlu bir katkı yapacaktı. Tabii sadece Türkiye’nin değil Ermenistan’ın da bazı hataları olduğunu kabul etmek lazım. Her iki taraf da aslında bu protokoller için bu kadar emek verdikten sonra, bu protokollerin imzalanması başarıldıktan sonra,( ki 1921 Kars Anlaşması’ndan sonra ilk kez iki hükümet biraraya gelip aynı belgenin altına imza atmışlardır bunun hiçbir şekilde unutulmaması gerekir) böyle önemli bir fırsatı iki taraf da kaçırmıştır maalesef. Keşke devam edebilseydi. Devam etseydi ben aslında Kafkasya’da bugün çok daha farklı bir ortam belirirdi diye düşünüyorum”.
2017 yılının Ekim ayında Ankara Politikalar Merkezi Başkanı olarak ziyaret ettiği Erivan’da Devlet Üniversitesi’nde “Bölgesel ve Ulusal Güvenlik Dinamikleri: Ermenistan-Türkiye İlişkileri" konferansına katılan Em.Büyükelçi Çeviköz bir kez daha Ermenistan'ı ziyaret etmek ve meslektaşlarıyla iletişim kurmaktan memnun olduğunu belirtmişti. İlk sunumdaki konuşmasında komşular arasında ilişkilerin kurulmasının en büyük önceliklerinden biri olduğunu kayderken, bu tip konferansların gerekliliğinden bahsederek “Hedefe ulaşma yolunda, konferans formatı ile yapılan bu tartışma yeni bir adımdır. Güney Kafkasya’da sağlanacak güvenlik uzun ömürlü ve sürdürülebilir olmalı." demişti. (Kaynak)
Ne gariptir ki, Emekli Büyükelçi Merkezi Erivan’da bulunan Medeniyet ve Kültür Araştırmaları ve Avrasya Ortaklık Vakfı (EPF) işbirliği ile düzenlenen konferanslara ilk kez katılmıyor. Yabancı fonlardan aldıkları desteklerle sık sık Ermenistan Türkiye ilişkilerini ısıtıp ısıtıp önümüze koymakta usta haline gelmiş Kadir Has Üniversitesi’nin mütevelli heyeti üyesi olan Ünal Çeviköz de bu toplantıların ana konuşmacısı olarak karşımıza çıkıyor. Agos gazetesinin 2014 yılının Kasım ayında gerçekleşen ‘Mutfak Diplomasisi’ başlıklı etkinliği, kilitlenmiş sınırlarla birbirinden ayrışmış Türkiye ve Ermenistan toplumları içerisinde mutfak ve yemek kültürü yoluyla yeni bir diyalog kanalı aralama çabası olarak tanımlaması da bir hayli ilginç. Agos gazetesi Ermenice editörü Patrik Estukyan’ın imzasıyla yayınlanan yazıda Çeviköz’ün konuşmalarına da yer verilmiş: ‘‘Günün başlıca konuşmacısıysa Dışişleri Bakanlığı elçilerinden Ünal Çeviköz’dü. Çeviköz, konuşmasında Türkiye-Ermenistan ilişkilerini Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinden başlayarak kronolojik bir şekilde sundu. Oldukça yalın ve tarafsız aktarılan bu tarihçenin ardından Çeviköz, konuşmasını, iki ülke ilişkilerinin gelecekte çok daha olumlu olacağına dair inancını belirterek tamamladı.’’
İki ülke arasında ilişkilerin geleceğine oldukça olumlu bakan Ünal Çeviköz 2017’de Hüriyet gazetesinde “Türkiye-Ermenistan ilişkileri ne zaman normalleşir?” İsimli bir köşeyazısı yazarak kendisinin o dönemlerde gündeme getirdiği Ermeni açılımı gibi gerek o dönem, gerekse de bu dönem için sakıncalı olan bir tezi tekrardan savunma ihtiyacı duymuştu. Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmenin Türkiye'nin toplumsal demokratikleşme sürecinin bir gereği olarak belirdiğini savunan Çeviköz’e göre, demokratikleşmenin bir unsuru Soğuk Savaş kalıntısı olan bu durumu düzeltmek, bir diğeri de Türkiye'nin kendi içinde Kürt kökenli yurttaşlarıyla kendi tarihi toplumsal uzlaşısına erişmek idi: ‘‘Her ikisi de artık gündemde değil. Hal böyle olunca, Türkiye'de demokratikleşmenin de gündemden düştüğü düşüncesinde olanların görüşleri güç kazanıyor. Normalleşme için artık öncelikle Türkiye'de demokratikleşmeyi beklemek gerektiğine olan inanış da güçleniyor.’’ (Kaynak)
Bu sözleri dile getiren birisinin Cihatcılarla ilgili söyledikleri tabii ki, Türk toplumunda ciddi yankı uyandıracaktı. MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay bu açıklamaya tepki göstererek, ‘Azerbaycan'da Türkiye Büyükelçiliği yapmış ve şimdi CHP Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı olan bu kişi 'gelen haberler... söylentilere göre...' diyerek Türkiye'yi suçluyor, provokatörlük yapıyor’ dedi.
AK Parti MKYK Üyesi Gökcen Özdoğan Enç, ‘Ermenistan Dışişleri Bakanı, Ünal Çeviköz olsun’ diyerek, ‘İşgalci Ermenistanı Bakandan daha iyi savunuyor. Atatürk yaşıyor olsa sizi kızılcık sopasıyla kovalardı’ ifadelerine yer verdi. (Kaynak)
Görüldüğü üzere, emekli büyükelçi, CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün Azerbaycan aleyhine katıdığı televizyon programında yaptığı açıklamadaki “cihatçılar” vurgusu tamamen asılsızdır ve Azerbaycan Türkiye ilişkilerine zarar vurmaktan öteye gitmiyor.