ABD'de yaşayan Türk asıllı Ermeni Alin Ozinian, Kronos34 sitesinde "Aliyev'in barış için 'savaş formülü'" başlıklı bir makale yazdı.
Faktyoxla Lab. her iki ülkeye yönelik sert suçlamalar içeren bir makaleyi analiz etti.
İlk önce site ve yazar hakkında
Dış politikada Türkiye'nin iç istikrarını ve dış ilişkilerini bozmaya çalışan ve 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan ulus karşıtı güçlerin elinde oyuncak haline gelen FETÖ terör örgütünün medya sözcüsü ‘‘Zaman’’ gazetesinin devamı niteliğinde olan Kronos34.news (https://kronos34.news) sitesi, Türkiye ve onun en büyük müttefiki Azerbaycan aleyhine konuşmaktan çekinmiyor. Site, Star gazetesinin başkanlığı döneminde FETÖ’yü öve öve bitiremeyen gazeteci Doğan Ertuğrul'un Türkiye'den kaçarak Avusturya'ya yerleşmesinden sonra oluşturuldu. Şu anda site sürekli olarak Türkiye'ye ve onun dış politikasına karşı yazılar yazan köşe yazarlarını bir araya getiriyor. Bu köşe yazarların arasında elbette İstanbul'da doğan ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Alin Özinyan da var.
Erivan Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi'nde Türkçe çalışmaları üzerine eğitim gören Ozinian, hep Türkiye'nin Ermeni politikasını eleştirdi ve kardeş ülke Azerbaycan'a verdiği desteği haklı göremedi. Özellikle kırk dört günlük Büyük Vatan Savaşı'ndan sonra kazanılan Zafer gazeteciyi o denli kaygılandırmıştı ki, hemen hemen tüm yazılarında Azerbaycan'ın zaferini gölgelemeye çalıştı. Ozinian Türkiye'de yaşayan ve Türk toplumunun bir parçası olarak hayatlarını sürdüren Ermenilerin duygularıyla oynayarak onları kışkırtmaktan çekinmiyor. Türkiye'de Gezi olayları sırasında yayılan asılsız haberler gibi asılsız iddialarda bulunmaktan çekinmeyen Özinyan'ın gerçek yüzü, 44 Günlük Vatan Savaşı başladığında ortaya çıktı. Erivan'dan FETÖ medya kuruluşu "Ahval"ın youtube kanalında canlı yayına katılan Ozinian, sık sık gözyaşlarını mendille silerek,
Türkiye'nin Azerbaycan'da evleri yağmaladığı iddia edilen cihatçı grupları Karabağ'a gönderdiğini söylemekten çekinmedi.
"Aliyev'in barış için savaş formülü" yazısındaki iddialar üzerine
İddia 1: Alin Ozinian, 10 Kasım'da imzalanan ateşkes bildirisinin bölgede barışı sağlamadığını iddia ediyor.
Yorum: 10 Kasım'da imzalanan üçlü ateşkes bildirisinin ardından Karabağlı Ermenler ve Ermenistan'daki diğer intikamcı güçler daha aktif hale geldi. Ermeni ordusunda eski cumhurbaşkanları Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan'a bağlı güçlerin hala var olduğu kimseye sır değil. Aynı zamanda, 44 günlük savaşın ardından Ermenistan'da yaşanan kaos ve anarşiyi körükleyen bölgede çıkarları olan bazı güçler, bu ülkedeki köleleri aracılığıyla Ermenistan'ın savaştan çekilmesini ve komşularıyla normal ilişkiler kurmasını istemeyerek durumu daha da kötüleştirmeye çalışıyor. Her halükarda Alin Özinyan bunu bilmiyor değildir, zira kendisinin de bu güçlerin etkisinde olduğu yaptığı paylaşımlardan anlaşılmaktadır. Alin Özinian, ihtilafın devam etmesinin ve Azerbaycan'ın sık sık ateşkesi ihlal etmesinin Türk kamuoyunun kafasını karıştıracağını düşünüyor ve bu kafa karışıklığına bir de Türkiye'nin süreçten dışlandığı yalanını da ekliyor. Ancak yanılıyor ve Türkiye'nin Azerbaycan'ın olduğu masada, Azerbaycan'ın da Türkiye'nin olduğu masada olduğuyla ilgili ince bir noktayı gözardı ediyor. Bu dış politika formülü uzun yıllardır varlığını sürdürmekte ve her iki ülkedeki hükümet yetkilileri tarafından başarıyla uygulanmaktadır. Sınırların belirlenmesi sürecinden endişe duyan Ozinian, Bakü'nün defalarca kimsenin topraklarında gözünün olmadığını, ancak tarihi topraklarına geri dönmeyi nihai hedef olarak belirlediğini unutuyor. Aynı zamanda barış gücü meselesini gündeme getiren, Azerbaycan’ın da Ermenistan gibi birilerinin arka bahçesi olduğunu düşünen, ya da Azerbaycan'ın resmi Erivan ile tehdit edici bir şekilde konuştuğunu iddia eden Ozinian'ın bilmesi gereken bir şey var: Bakü, 28 yıl sonra girdiği savaşta kazandıklarından dolayı hiçbir uluslararası örgütle ilişkilerini germedi. Tam tersi her şey Azerbaycan'ın istediği gibi gidiyor.
İddia 2: Alin Ozinian, ABD'nin Azerbaycan'a askeri yardımı kestiğini iddia ediyor.
Yorum. İddia çok saçma ve manipülatif. Nitekim ABD merkezli haber sitesi The Hill, 26 Nisan'da ABD'nin Azerbaycan'a askeri yardımına ilişkin Biden yönetiminin Kongre'ye gönderdiği bir açıklamayı yayınladı. Bu duyuru ile birlikte Biden, Kongre'ye Dağlık Karabağ bölgesindeki eksiklikler nedeniyle Azerbaycan'ın askeri yardım kısıtlamalarına karşı korumasını genişlettiğini bildirdi.
BLINKEN DİŞ HEKİMLİĞİNİ ONAYLADI
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, "Azerbaycan'a yapılan yardımın Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışçıl bir çözüme yönelik müzakere çabalarını baltalamayacağını veya Ermenistan'a doğrudan saldırı amacıyla kullanılmayacağını onaylıyorum" dedi.
Blinken, ABD'nin Azerbaycan'a yaptığı yardımın uluslararası terörle mücadele ve Azerbaycan'ın sınır güvenliği açısından önemli olduğunu da kaydetti.
Azerbaycan'a askeri yardımın kısıtlanmasının yararı, Özgürlük Desteği Yasası'nın 907. maddesi uyarınca 2002 yılından bu yana her yıl genişletilmiştir. Bu makale, ABD Dışişleri Bakanı'nın Azerbaycan'a askeri destek sağlamasının bölgede bir kıtlığa yol açmayacağını teyit etmesi halinde herhangi bir engel olmadığını belirtmektedir.
Öte yandan Biden'ın kararı ABD'deki Ermeni toplumu tarafından tepkiyle karşılandı.
Haberden de görüldüğü üzere, ABD'li yetkililer, bölgede yaşanan süreçlere uygun karar almanın önemini her zaman vurguladılar. Özellikle ABD Başkanı Joe Biden'in bu yıl 24 Nisan'da sözde Ermeni soykırımı konusunda yaptığı yanlış açıklamanın ardından bölgedeki iki kardeş, müttefik ülke olarak Türkiye ve Azerbaycan'ın endişesi, bölgede ABD’nin aktifleşmesine yol açtı. Bu aktivasyon sonucunda, Dışişleri Bakanı Anthony Blinke ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında 28 Nisan'da gerçekleşen telefon görüşmesinden söz edebiliriz. Telefon görüşmesi sırasında taraflar Azerbaycan'da demokratik süreçlerin geliştirilmesi, insan haklarının sağlanması, siyasi çoğulculuğun korunması ve sağlanmasının önemini vurguladılar. Aynı zamanda Blinken, Özgürlüğe Destek Yasası'nda yapılan 907. değişikliğin bu yıl da askıya alındığını kaydetti. Peki Alin Özinyan nasıl bir yardımdan bahsediyor? Birkaç Ermeni yanlısı politikacının pozisyonu asla ABD'nin resmi pozisyonu olarak kabul edilemez.
İddia 3: Alin Ozinian, Rusya'nın Ermeni ordusunun modernizasyonunu destekleyeceğini iddia ediyor.
Yorum: Bu iddia doğru olabilir, ancak Azerbaycan ordusunun zaferinden sonra ortaya çıkan bir konu var: Rusya, sınırlı askeri bütçesiyle, modern silah satın almaya çalışırken resmi Erivan'ı 30 yıldır zor durumda bırakıyor. Modern silah satın alma kapasitesine sahip olmayan Ermenistan'ın bu modernizasyonu resmi Moskova'dan aldığı kredilerle gerçekleştirmek zorunda kaldığı da bir gerçektir. Ve ödünç aldığı silahlar bile Ermenileri ağır yenilgiden kurtarmadı. Bayan Ozinian, bu silahların akıbeti ile ilgileniyorsa, Bakü'deki Askeri Ganimetler Parkı'ndan çekilmiş videoları izleyebilir. Ermenistan'ın aksine, dünyanın en modern silahlarıyla donanmış resmi Bakü, otuz yılda oluşan "güçlü Ermeni ordusu" efsanesini paramparça etti. Ozinian bu fikri öne sürerek toplumda kafa karışıklığı yaratmaya çalıştı.
İddia 4: Ozinian, Zengezur Koridoru’ndan bir haber olmadığını ve bölge ülkelerinin bu koridorun açılmasını istemediğini iddia ediyor.
Yorum: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu yılın Mayıs ayında yaptığı konuşmada, projenin uygulanması için çalışmaların şimdiden başladığını söyledi:
"Zaten çok önemli teklifler ve girişimlerde bulunduk ve bu arada bu teklifler 10 Kasım 2020 tarihli ortak açıklamaya da yansıdı. Bu, özellikle iletişim ve yeni ulaşım koridorlarının açılması için geçerlidir. Bu projenin uygulanmasına yönelik çalışmaların şimdiden başladığını söyleyebilirim. Azerbaycan zaten bu amaç için teknik ve mali kaynaklar da ayırdı. Zengezur koridorunun açılmasının ardından bölgedeki tüm ülkeler için yeni fırsatlar oluşacak.’’
Köşe yazarı, Zengezur koridorunun hayata geçirilmesinin, Türk dünyasının kara yolunun güçlendirilmesi, siyasi ve ekonomik bağların gelişmesi açısından her şeyden daha önemli olduğunun farkındadır. Ancak diğer ülkelerin de bu koridordan faydalanması mümkündür. Ama burada asıl mesele Türk devletlerinin birliğinin güçlendirilmesidir. Bunun farkında olan Ozinian ve yandaşları, Zengezur koridorunun açılması sürecini gölgede bırakmak ya da tamamen görmezden gelmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. İntikamcı güçler de bu yolun açılmasının Ermenistan'ın çıkarına olduğunun farkındalar ve Erivan eğer bunu kabul ederse söyleyecek bir şeyleri kalmayacak, bu yüzden diğer ülkelerin de koridorun açılmasına karşı olduğunu iddia ediyorlar. Bu tamamen bir yalandır.
İddia 5: ALİYEV SINIRR GERİLİMİYLE BASKI'YI ARTIRMAYA DEVAM EDİYOR
Yorum: Bölgedeki süreci az çok takip eden herkes, 44 gün süren savaşın ardından Ermenistan'ın sınır konusunda asılsız, provokatif açıklamalar yaptığını görüyor. Aslında, Ermenistan’ın bu şekilde davranmasının birkaç nedeni var. Ozinian, Ermenilerin artık yandaşlarının da desteğiyle amaçlarına ulaşmaya çalıştığının farkındadır. Karşı tarafın sınırda gerginlik yaratma konusunda yersiz abartmasına rağmen, Sovyet yıllarında çizilen sınır çizgilerinin mevcut olduğu, Azerbaycan'ın sadece tarihi topraklarını kendisine iade etmek istediği söylenebilir. Batı'da Ermeni yanlısı politikacılar Ermenilerin tavrından yana tutum sergilediler ve meselenin özüne inmeden karşı tarafı desteklediler. Ama bu insanların hiçbiri, bizim sınırlarımız içindeki toprakların -Karagöl'den diğer tepelere kadar- hep Azerbaycan'a ait olduğunu adalet adına söylemiyor. Ozinian bir tarihçi olmasa da, onu bu yönde hazırlayan güçlerin, dile getirdiği fikrin saçma olduğunu bilmesi muhtemeldir. Ancak Ozinian ve yandaşları, intikamcıların zaman zaman sınırda gerçekleştirmeye çalıştıkları tüm provokasyonların Ermenistan'daki iç kaosu örtmeye yönelik olduğunun çok iyi farkındalar. Ve köşe yazarının dediği gibi popülizm değil, gerçek bu.
İddialara dayanarak, Alin Ozinian'ın Azerbaycan aleyhine ifade ettiği görüşlerin tamamen yanlış ve kışkırtıcı olduğu sonucuna varıyoruz.