Geçtiğimiz günlerde dikkatimizi westarmeniantv.com isimli bir site çekti. Başından sonuna kadar yalan, dezenformasyon ve çarpıtmalarla dolu bu site İngilizce, Fransızca, Rusça, Türkçe, Ermenice, bir de site yöneticilerinin kendilerinin uydurdukları Batı Ermenice olmak üzere altı dilde yayın yapıyor. Türkiye Cumhuriyetiyle beraber bölgedeki diğer devletlere karşı toprak iddialarını açıkça dile getirmekten çekinmeyen bu sözde Cumhuriyet geleneksel Ermeni düşüncesine uygun olarak bu iddialarla yetinmiyor, aynı zamanda Erzincan'ı Yerzinka, Erzurum'u Karin, Diyarbakır'ı Dikranagert, Siirt'i Sğerd, Harput'u Kharberd olarak isimlendiriyor.
Hatta bu ''Cumhuriyet'''in sözde Arjantin Büyükelçisi Guillermo Karamanyan westernarmeniantv.com sitesi için yazdığı yazıda Nahçivan, Karabağ, Cavahetiya, Kars, Ardahan, Van, Erzincan, Erzurum, Diyarbakır, Trabzon, Bitlis, Sıvas, Harput,Kayseri,Maraş, Adana, Zeytun, Antep, Antakya, Muş ve Sason'un Ermeni eyaletleri olduğunu iddia ediyor.
Faktyoxla Lab (Teyit Laboratuvarı) olarak sözde Cumhuriyet`in Fransa`nın Türkiye`yi ve Azerbaycan`ı bölme projesi olup olmadığını araştırdık.
Araştırmalarımız zamanı 17 Aralık 2004 tarihinde o zamanlar Ermenistan'ın işgalinde bulunan Şuşa şehrinde Batı Ermenistan Ulusal Konseyi'nin kuruluş toplantısının gerçekleştiğini belirledik. Kuruluş toplantısına katılanlar arasında kurucular kurulu temsilcilerinden şu isimler vardı; Armenag Aprahamyan, Hovsep Hovsepyan, Aşot Babayan, Vahagn İşkhanyan, Hrachya Piliposyan, Vitali Balasanyan, Komitas Danielyan, Melanya Balayan, Samvel Karapetyan, Jirayr Sefilyan, Gagik Sargsyan...
Kurucular kurulu toplantısı aşağıdaki konuları ele aldı;
- Batı Ermenistan Ermenilerinin Ulusal Konseyi oluşturma meselesi,
- Batı Ermenistan Ermenilerinin Ulusal Konseyi tarafından ‘Batı Ermenistan Ermenilerinin haklarıyla ilgili’ bildirgenin hazırlanması,
- Batı Ermenistan Ermenileri Ulusal Konseyi çalışmalarını koordine etmek için uygun aday teklifi ve seçim meselesi. Oybirliğiyle alınan kararlarsa şunlardı;
Batı Ermenistan Ermenilerinin Ulusal Konseyi'nin kurulması, ‘Batı Ermenistan Ermenilerinin haklarıyla ilgili bildirgenin hazırlanmasına yönelik talimatın verilmesi. Toplantıda Armenag Aprahamyan Batı Ermenistan Ermenileri Ulusal Konseyi çalışmalarını koordinatörü ve organizatörü olarak seçildi.
''Ülke'' vatandaşlık almak isteyen insanlar için çevirimiçi başvuru yapmalarını sağlamak adına Batı Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşlığının alınması Resmi web sitesini dahi oluşturmuş durumda. Vatandaşlığa başvuru için ise başvuru yapacak şahsın atalarından birinin köklerinin Batı Ermenistan’dan olması veya atalarından birinin soykırımdan kurtulması şart koşuluyor.
Batı Ermenistan Ulusal Konseyi Başkanı Armenak Abrahamyan, bu sözde ülkenin Cumhurbaşkanı Lidya Margosyan, sözde Parlamento Başkanı bayan Nelli Harutyunyandır. Batı Ermenistan'ın western Armeniantv, Parlamentosu'nun web sitesi, Batı Ermenistan Ulusal Konseyi'nin web siteleri mevcuttur. Sözde Batı Ermenistan Parlamentosu'nun 3. dönem milletvekillerinin isimlerine baktığımızda, onların daciddi anlamda Fransa`daki Ermeni diasporasının ya bir parçası, ya da onlarla içli dışlı olan kişiler olduğunu görüyoruz.
Sözde Batı Ermenistan Cumhuriyeti Merkez Seçim Komisyonunun 14 Eylül 2018 târihli beyânatına göre sözde cumhuriyetin şâmil olduğu idârî mıntıkalarsa şöyle açıklanmıştır:
“SEÇİLMİŞ MİLLETVEKİLLERİ, KÖKLERİ VE İLE, BATI ERMENİSTAN’IN 27 BÖLGEYİ VE EYALETİ TEMSİL EDERLER. BUNLAR BİTLİS, SASUN, MUŞ, VAN, TİGRANAKERT, HARPUT, HEMŞİN, TRABZON, ORDU, SEBASTİYA, KARİN (ERZRUM), KARS, ARDAHAN, ANİ, IĞDIR, HARPUT, KİLİKYA, SİS, ADANA, URFA, MALATYA, HNUS, DERSİM, TARON, JAVAKHQ VE DİĞERLERİDİR”. (kaynak)
Sözde Cumhuriyet'in Parlamentosu'nda çok renkli isimler var. I Karabağ Savaşı'nın eli kanlı canilerinden Armenag Vrej Abrahamyan'ı mı ararsınız, yoksa Fransa Gaziler ve Direniş Savaşçıları Derneği Başkanı Jan Ghazarosyan'ı mı?! Örneğin, eli kanlı katil 14 Temmuz 2021'de Birleşmiş Milletler Yerli Halkları Uzmanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Karabağ'daki savaş nedeniyle Azerbaycan ve Türkiye'yi soykırımcı ilan etmişti. Dahası da var: ‘Batı Ermenistan’ grubu, 2017’de hazırladıkları “Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan halklarının savunulmasına yönelik hukuki ve siyasi birleşik paket”le beraber seçim yaparak sözde parlamento oluşturuyor, sözde cumhurbaşkanı ve merkezi Paris'te bulunan bir ‘sürgünde hükümet’ belirliyor… Metnin daha önsözünde ‘soykırım’ yalanı savunuluyor. Aynı metinde, terör örgütü ASALA'nın saldırıları ‘silahlı özgürlük mücadelesi’ olarak tanımlanıyor.( kaynak)
''Batı Ermenistan eski Dışişleri Bakanı, şuan Devlet Başkanı'' olan Lidia Markosyan'ı da Fransızlardan ayrı asla düşünmemiz mümkün değil. Zira, kendileri sık sık Bourg-les-Valence kentinde bulunan Hayastan Kültür Derneğiyle sıcak ilişkiler kuruyor, Lyon’da Fransa’daki Ermeni eski direnişçiler ve partizanlar birliğinin desteğıyle düzenlenen Ermenilere karşı uygulanan sözde Soykırımı anma etkinliğinde ve "İşgal Altındaki Milletler ve Azınlıkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı" konulu çevrimiçi toplantısında Fransa'nın ciddi anlamda desteğini alıyor.
1997'den bugüne kadar Ermenistan Cumhuriyeti Helsinki Komitesi üyesi, Projeler Başkan Yardımcısı, Yönetici olarak çalışan sözde Parlamento'nun başkanı Nelli Harutyunyan da, Ermenistan Devlet Etnografya Müzesi Ulusal Kurtuluş Mücadelesi Araştırma Departmanında bilimsel araştırmacı olarak çalışırken terör örgütü ASALA ile ilgili uluslararası düzeyde sergiler hazırlayıp sunan, hala Ermenistan Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları Kamu Gözlemcileri Grubu uzmanı olarak görev yapan, Ermenistan`da bulunan çeşitli STK"ların başkanlığını yürütmüş olan, şuan sözde Cumhuriyetin Başbakanı Seda Melikyan da, "seçildiği parlamento"da ERMENİ KİMLİĞİ ve BİRLEŞİK DEVLET için mücadele ettiğini dile getiren, bununla da gerek Azerbaycan, gerek Türkiye, gerekse de Gürcistan`a toprak iddialarında bulunan Ruzanna Mkhitaryan da, yazdığı çocuk öyküleriyle sözde Batı Ermenistan davasının yaşadığı Fransa`da ve aynı zamanda Avrupa`da da propaganda faaliyetlerini yürüten Pathilia Aprahamian da aynı şekilde bütün eylem ve söylemlerinde Batı`nın, özellikle de Fransa`nın desteğiyle çalışmalarını sürdürmüşlerdir.
Holokost, ırkçılık ve insan haklan alanındaki çalışmaları ile tanınan Corry Guttstadt'la Fransızların etki alanında bulunan Salt Galata`da Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle biraraya gelen ve sözde soykırımı konuşan yine bu "Cumhuriyet"`te temsil olunan gazetecilerdi.
Bunun dışında 2015 yılında sözde Ermeni soykırımının 100.yılında Tunceli`de TİKKO terör örgütü yöneticilerinden Armenak Bakırcıyan’a ait anıt mezarın açılışı yapıldığı sırada Fransa`dan da diaspora temsilcilerinin bu "tören"e katılması da ilişkilerin vehametini ortaya koyuyor. Aynı zamanda Fransa'nın Ermenistan'daki Büyükelçisi Olivier Decotigny`nin "İran’la birçok konuda anlaşmazlığımız var ama Doğu Ermenistan’la ilgili konuda hemfikiriz." - cümlelerinin westernarmenian.tv'de yer alması da bazı gerçeklerden haber veriyor.
Uzmanlara göre, Fransız hariciyesinin, sürgündeki hükûmetlere ev sahipliği yapma ve Fransız çıkarları için kullanma geleneğinin bir aksi olarak Fransa’nın sözde Batı Ermenistan Cumhuriyeti’nin sürgündeki hükûmetine ev sahipliği yapması tesâdüf değildir. Fransa’nın, Britanya’nın Filistin Mandası’na karşı savaşan Yahudi “direnişçi” teşkîlât liderlerini ülkesinde barındırma politikası da burada hatırlanması gereken hususlar arasındadır. Fransa bu politika netîcesinde Britanya’nın elini zayıflatmayı ve Fransa’nın Suriye ve Lübnan’daki çıkarlarının Britanya tarafından kabul edilmesini gâye edinmiştir.
Fransa’nın bu faâliyetleri yürütürken iki cihan harbinde de Britanya ile müttefik olduğu ve aralarında birçok gizli muâhedenin yapıldığı unutulmamalıdır. Bu bakımdan NATO müttefiki Türkiye’ye karşı aynı yıkıcı faâliyetlere girişmesinde şaşılacak bir hal yoktur. 22 Şubat'ta Fransa'da Nazilere karşı direnişin sembollerinden Adıyamanlı Ermeni Misak Manuşyan ve eşi Meline Manuşyan'ın naaşları Panthéon'a defnedilirken panteonun ön kısmında "1915" tarihi ve "Ermenistan" ibaresinin yer almasından sonra sözde Cumhuriyet'in yetkilileri Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a teşekkür etmeğı ıhmal etmemişlerdi.
Sonuç olarak
- Fransa`nın Türkiye’ye karşı aynı yıkıcı faâliyetlerde bulunmasının en büyük kanıtı sözde “Batı Ermenistan Cumhuriyeti” diye tabir edilen uydurma kuruluştur,
- 17 Aralık 2004 tarihənde o zamanlar Ermenistan`ın işgalinde bulunan Şuşa şehrinde “Batı Ermenistan Ulusal Konseyi”`nin biraraya gelmesiyle kurulan sözde Cumhuriyet bölge için ciddi anlamda tehdittir,
- Türkiye Cumhuriyetiyle beraber bölgedeki diğer devletlere karşı toprak iddialarını açıkça dile getirmekten çekinmeyen bu sözde Cumhuriyet yetkilileri Anadolu`nun çeşitli illerini Ermenice isimlendirmekte ve Türkiye`den koparmak istemektedir,
- Sanal ortamda oluşturulan bu “ülkenin” hükumetine, parlamentosuna ve Ulusal Konseyi`ne baktığımız zaman üyelerinin çoğunluğunun ya Fransa vatandaşı, ya da Fransa`daki Ermeni diasporasıyla içli dışlı olduğunu görüyoruz.