Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev, Parlamentolar Arası Birlik (PAB) Genel Sekreteri Martin Chungong’u kabul etti. Aliyev, görüşmede Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde (AKPM) Azerbaycan'a karşı düşmanca tavır sergilendiğini belirtti.
AKPM'nin bu tutumunun örgütün temel ilkeleri ile çeliştiğini vurgulayan Aliyev, "Eğer AKPM, Azerbaycan delegasyonunun haklarını iade etmezse Bakü Avrupa Konseyi ve AİHM’deki üyeliklerini gözden geçirecek" ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu. Aliyev, Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışın fiilen tesis edildiğini, iki ülke sınırındaki durumun birkaç aydır barışçıl olduğunu söyledi.
Aliyev, "Azerbaycan ve Ermenistan arasında fiilen barış sağlanmıştır ve iki ülke sınırında birkaç aydır barışçıl bir durum hüküm sürmektedir. Ancak bu sürecin mantıklı bir şekilde tamamlanması için bir barış anlaşmasının imzalanması ve Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik toprak iddialarına son verilmesi gerekmektedir" dedi.
Aliyev, "Bakü ve Erivan arasında barışın, ancak Ermenistan Anayasası ve diğer yasal belgelerde değişiklik yapıldıktan sonra sağlanabileceğini" kaydetti.
Faktyoxla Lab. (Teyit Laboratuvarı) olarak Ermenistan Anayasası’nda komşu devletlere karşı toprak iddialarının olup olmadığını araştırdık.
Öncelikle, olayın Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, Ermenistan Adalet Bakanlığı'nın 2023 yılı faaliyetlerine ilişkin rapor tartışılırken, Ermenistan'ın anayasa değişikliğine değil, yeni bir Anayasaya ihtiyacı olduğunu söylemesiyle başladığını belirtmemiz gerekiyor. Paşinyan konuşmasında "Dünya değişiyor, bölgemiz kaçınılmaz olarak değişecek, bu evrim hakkında ne düşünürsek düşünelim Ermenistan Cumhuriyeti de değişecek ve değişmek te zorunda. Ve bu durumda başlı başına mantıksız olan bu evrimi durdurmamalıyız, tam tersi durumu Ermenistan'ın çıkarları doğrultusunda yönetmeliyiz" – cümlelerini kullanmıştı.
Şimdi gelelim gerçekten de Ermenistan Anayasası’nda orijinal metninde, ya da sonradan değiştirilen metninde Ermenistan'ın komşu devletlere yönelik toprak iddiasını doğrulayan herhangi bir maddenin bulunup bulunmadığına. Ermenistan Anayasası'nın 1. Maddesi şöyle diyor: "Ermeni halkı, Ermeni devletinin temel ilkelerine ve Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi'nde belirlenen ulusal hedeflere dayanarak, egemenlik restorasyonu için özgürlük seven atalarının kutsal emrini yerine getiriyor. Nesillerin özgürlüğünü, genel refahı, sivil dayanışmayı ve evrensel değerleri güvence altına alan devlet, sadakat ümidiyle, Anavatan'ın güçlenmesine ve refahına sadık kalarak Ermenistan Cumhuriyeti Anayasasını kabul etti. (kaynak)
Anayasanın 1. maddesinde evrensel değerlerin kaynağı olarak anılan "Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi", 23 Ağustos 1990 tarihinde Ermenistan SSC Yüksek Sovyeti tarafından hazırlanmıştır. Bildiri, Ermenistan SSC'nin adını Ermenistan Cumhuriyeti olarak değiştiren ve ülkenin bağımsızlığını resmen ilan eden ilk belge niteliğindedir.
Bildirgenin 11. maddesinde "Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi ve Batı Ermenistan'da işlenen 1915 Soykırımı'nın uluslararası alanda tanınması görevini desteklemektedir." ifadesi yer alıyor.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde ‘‘Batı Ermenistan’’ denilen topraklardan bahsederken, 1914 Rusya-Türkiye Antlaşması'na göre Batı Ermenistan topraklarında bulunan vilayetlere iki Avrupalı valinin atandığı belirtiliyor (not: Yeniköy). Anlaşmaya göre bu iller Van, Bitlis, Harput, Diyarbakır, Trabzon, Erzurum ve Sivas'tır. Buradan Batı Ermenistan'la kastedilen bölgenin günümüz Türkiye toprakları olduğunu söylememize sanırım gerek yok.
Ermeni kökenli diğer kaynaklara göre, bildirgede adı geçen "Batı Ermenistan" toprak birimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin 6 doğu ilini (Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput ve Sivas) kapsıyor.( kaynak)
Ayrıca Bağımsızlık Bildirgesi'nde, Bildirge'nin Ermenistan SSR Yüksek Sovyeti ile zamanında Ermenilerce ‘‘Artsakh’’ diye isimlendirilmiş olan Karabağ Ulusal Konseyi'nin 1 Aralık 1989 tarihli "Ermeni SSC ile Dağlık Karabağ Vilayeti'nin birleşmesi" konulu ortak kararına dayandığı belirtiliyor. O tarihte ve sonrasında Dağlık Karabağ Eyaleti uluslararası toplum tarafından devlet olarak tanınmadı.
Ermenistan Anayasası, Bağımsızlık Bildirgesi'nde yer alan ulusal değerlerin temel hedef olarak alındığını beyan etmektedir. Devlet adına kabul edilen hukuki değeri yüksek bir eylem olan deklarasyon, komşu Türkiye Cumhuriyeti'nin doğu illerini "Batı Ermenistan" olarak adlandırmakta ve Dağlık Karabağ Eyaleti'nin birleştirilmesine ilişkin ortak bir karara dayanmaktadır. Ama ne Batı Ermenistan denen yer, ne de sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti Ermenistan da dahil olmakla uluslararası kamuoyunca bir devlet olarak tanınmamaktadır. Bu durum, Ermenistan'ın komşu devlete Anayasa düzeyinde toprak talebinde bulunduğunu göstermektedir.
2017 yılında dönemin Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Hikmet Hacıyev Ermenistan'ın, bağımsızlığını elde ettikten sonra komşu devletlerle iyi ilişki kurmak yerine “Büyük Ermenistan” kurma hayaliyle komşu devletlere karşı toprak iddiaları ileri sürdüğünü dile getirmişti. Ermenistan’ın savaş başlatarak Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğini anımsatan Hacıyev, “Ermenistan anayasasında Türkiye'ye karşı açıkça toprak iddialarında bulunuluyor. Ayrıca Ermenistan'ın komşusu İran ve Gürcistan'a karşı da benzer iddiaları var” - diye konuşmuştu.
Hacıyev ayrıca, “Ermenistan sosyoekonomik ve demografik krizle karşı karşıya. Durum böyle iken Erivan yönetimi, Azerbaycan ve Türkiye'yi düşman olarak göstererek Ermeni halkını kandırmaya ve iktidarını sürdürmeye çalışıyor” ifadelerini kullanmıştı.
Araştırmalarımız zamanı, Ermeni muhalefetinin, ülke başbaşkanının yeni Anayasa konuşmasınını Azerbaycan ve Türkiye'nin taleplerini karşılama girişimi olarak algıladığını belirledik.
Mevcut Anayasanın Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi ile hiçbir ortak yanının bulunmadığına inanan Ermeni siyasetbilimci Andrias Gukasyan’a göre,
Türkiye ile ilişkiler, Türkiye'nin Ermenistan’ın Osmanlı İmparatorluğu'nda 1915-23'te yapıldığını iddia ettiği Ermeni Soykırımı'nı tanımasıyla kurulabilir: "Ayrıca, yeni Anayasa’da örneğin Ermenistan'ın uluslararası tarafsızlığı gibi, ülkenin ulusal güvenlik sistemini ve dış politika faktörünü değiştirmeye olanak tanıyacak, daha az önemli varsayımlara yer verilmemelidir. Bu, Ermenistan'ın bir değil, birden fazla güvenlik garantörüne sahip olmasına olanak tanıyacaktır.’’ - diye Gukasyan belirtti. Ona göre bunlar güncel siyasetin konuları değil, Ermenistan devletinin temel meseleleridir, dolayısıyla bunların ülke Anayasasına dahil edilmesi gerekir.
Bu durumda kendisine göre Nikol Paşinyan Anayasa Komisyonunu bizzat kurmuş ve Anayasa değişikliğini bizzat başlatmıştır. Analist, "Yeni Anayasa, yeni bir devletin kurulmasıdır. Ancak bu, kendisinin bu komisyonun kurulmasına, amaç ve hedeflerine ilişkin kararnamesine aykırıdır. Bu komisyonun yeni bir Anayasa yazma misyonu yoktur" – diyerek, konunun hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla Ermenistan’ın var olmak için toprak taleplerine ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Analist sonda ‘Anayasayı değiştirerek dış ilişkileri düzenlemek imkansızdır" dedi.
Konuya itiraz edenler arasında siyaset bilimci Alexander Kananyan da var. Siyaset bilimci Başbakan Nikol Paşinyan ve hükümetinin, Ermeni halkının tüm haklarından nihai ve koşulsuz feragat etme yolunu benimsediğini savunuyor: ‘’Yetkililer bu tavizlerin karşılığında 29,8 bin km2 sınırlar içerisinde Türk çevresinden barış ve tanınma dilenmeyi bekliyor. Ermenistan Anayasası'nda daha önce haksız sıklıkta değişiklik yapıldı, bu değişikliklerse şu veya bu ekibin ticari çıkarlarına hizmet etti. Ama Anayasaların hepsinde Artsakh'ın (yani Karabağ’ın-TY) mevcut Ermeni devletinin ayurılmaz bütünlüğünün bir parçası olduğu hususu vardı.”
Kananyan, yeni Anayasa'nın Ermenistan'ın armasını da değiştireceğini, ancak burada öncelikle "modern Ermenistan'ın kontrolü altında olmayan bölgelerin armadan silinmesinden" söz edileceğini belirtti: ‘‘Bu, Ermenistan'ın Soykırımın sonuçlarını ortadan kaldırmayı ve Ermenilerin haklarını geri getirmeyi reddettiğinin açık bir göstergesi olacaktır. Ancak süreç burada da bitmeyecek; yeni Ermenistan Anayasası temelinde atılacak bir sonraki adım, toprak taleplerini dile getirmenin cezai sorumluluğunu da sağlayacaktır. Bu koşullar altında herhangi bir siyasi güç, halk figürü, kültürel figür, örneğin Nahçıvan'ın Ermenistan'ın bir parçası olması veya Artsakh'ın yasadışı olarak Ermenistan tarafından işgal edilmesi ve Ermenistan Cumhuriyeti'nin bir parçası olması gibi bir gündem ortaya koyarsa, o zaman bunu cezai sorumluluk takip edecektir." ( kaynak)
Siyaset bilimci Stepan Grigoryan, Anayasa’nın dayanağı olarak kabul edilmekte olan Bağımsızlık Bildirgesi'nin Türkiye açısından "acı noktalar" içerdiğini söylüyor: "Ermenistan ile Dağlık Karabağ'ın birleşmesi ile ilgili yazılanların yanı sıra, Türkiye'nin Batı Ermenistan ve Anadolu'da yaptığı soykırımın tanınmasıyla ilgili de bir yazı var."
Grigoryan’a göre, Paşinyan'ın ne gibi değişiklikler düşündüğünü, bunlara ihtiyaç var mı, yoksa tüm bunlar baskı altında mı yapılıyor, tam olarak anlamak gerektiğini söylüyor.
Ona göre yeni anayasa önemli değişiklikler içeriyor. Uzman, ana hükümleri değişmezse, yönetim modeli değişmezse, başbakanın yeni bir anayasayı nasıl hayal edeceğini merak ediyor.( kaynak)
Göründüğü gibi:
- Ermenistan bağımsızlığını kazandığı günden bu yana, Azerbaycan’a ve Türkiye’ye karşı toprak iddialarını sürekli dile getirmektedir;
- Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ‘Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik toprak iddialarına son vermesi gerekmektedir" – demeci bölgede yeni dönemin başlangıcının göstergesidir;
- Ermenistan Başbakanı ülkenin yeni Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu söylemekle, ülke yönetiminin Türkiye’ye ve Azerbaycan’a karşı toprak iddialarından vazgeçmesi gerektiğini anladığını ortaya koyuyor;
- Ermeni diasporasının ve ülkedeki muhaliflerin karşı gelmesine rağmen, muhtemelen ülkede yeni Anayasa taslağı hazırlanacak.