Artigercek.com sitesinde geçtiğimiz günlerde Ermeni gazetesi Aris Nalcı "Kudüs'te Ermeni mahallesi istenmiyor" isimli bir köşe yazısı yazdı ve ne hikmetse konuyu direk Karabağ'a ve Türkiye'nin Suriye'de gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlarına bağladı.

"En eski Ermeni diasporası diyebileceğimiz Kudüs Ermeni Mahallesi aralıksız olarak milliyetçi ve ırkçı saldırılara uğruyor. Karabağ savaşında açıktan Azerbaycan'ı destekleyen İsrail, Kudüs'te Ermenileri istemiyor." cümleleriyle başlayan köşe yazısında Aris Nalcı ısrarla konuyu Ermenilerin zavallı millet olmasına, İsrail'in ise bu "zavallı milleti" güya Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın kışkırtmaları ile zorla yerlerinden etmek istemesine dayandırıyor. Biz de Faktyoxla Lab (Teyit Laboratuvarı) olarak okurlarımız için Aris Nalcı'nin iddialarının ne kadar gerçek olduğunu araştırdık.

Öncelikle, bu sürecin Kudüs'ün Eski Şehir diye bilinen Ermeni mahallesinde İnek Bahçeleri (ki, Aris Nalcı bu bölgenin ismini bile değiştirerek Ermeni Bahçeleri olduğunu iddia ediyor) bölgesinde bir arsanın bu arazi üzerinde lüks bir otel inşa etmeyi planlayan Avusturalyalı İsrailli bir işadamı ile Ermeni toplumu arasındaki hukuksal anlaşmazlıktan kaynaklandığını belirledik. Son haftalarda hukuksal anlaşmazlığın iyice gerilime dönüştüğü bölgede olayı tetikleyen güçse 2021 yılında şirketle anlaşma imzalayan Ermeni Cemaati başkanı Patrik Nurhan Manguyan'dan başkası değil. Artan tepkiler üzerine patrik Avusturalyalı İsrailli işadamı Danny Rothman'a ait olan otel şirketi Xana Capital ile imzaladığı anlaşmayı kendisinin yapmadığını iddia etti

Bunun dışında Patrik Manugian kira sözleşmesinin kesin şartlarını bildiğini de reddetti ve sözleşmeyi kendi adına yerel bir rahip olan Baret Yeretsyan'in imzaladığını iddia etti. Her ne kadar Patrik Manugian bu şahsın yerel bir rahip olduğunu iddia etse de bunun da araştırmalarımız sırasında yalan olduğunu belirledik.

Yeretsyan o sırada Patrikhane Emlak Dairesi Müdürüydü. Söz konusu rahip o apar topar görevden alınmıştı ve kendisi de Haziran ayinda Associated Press' e verdiği bir röportajda Aris Nalcı'nin iddia ettiğinin aksine Rothman'in her hangi bir siyasi gündeminin olmadığını belirtmişti. "Niyet asla burayı Yahudi değil" diyen Yeretsian aynı zamanda Ermeni patriğinin uzun süredir devam eden müzakerelere katıldığını ve sözleşmeyi bizzat kendisinin imzaladığını vurguladı.  Yani, konu asla  Aris Nalcı'nin iddia ettiği gibi ortada aralıksız olarak milliyetçi ve ırkçı saldırılara uğrayan Ermenilerin yerlerinden edilmesi değil.

Ermeni mahallesinin aktivistlerinden olan Hagop Djenazian The Times of İsrael'e verdiği röportajda olayın daha farklı bir boyutuna dikkat çekiyor: "Ermeni cemaati anlaşmadan normalde yıllık 300 bin dolar kira elde etmeli. Neden diye soracak olursanız Eski şehirdeki en büyük açık olan Zion dağı bu mahallede bulunuyor. Siz başka mahallelerde böylesi büyük bir açık alan asla bulamazsınız."

Yani, aslında Ermenilerin niyeti hiç te Aris Nalcı'nin dediği gibi "Türkiye'de, Azerbaycan'da ve de İsrail'de milliyetçi duyguları konsolide edilmiş guruplara karşı, kendisini korumak’’ değil. Tam tersi konu kilisenin tabiri caizse 2000 haneli Ermeni mahallesi halkına kazık atmak istemesi ve bunun da halk tarafından fark edilmesi, kilisenin de bu durumda bazı aşırılık yanlısı Ermeni gençlerini pohpohlamasıdır ki, bu durumda tabii ki, bölgede çatışmalar kaçınılmaz olacaktır. 

Ayrıca, araştırmalarımız zamanı, geçen hafta gelişen ve Aris Nalcı'nin köşesinde konu ettiği olaylarda Yahudilerin asla iştirak etmediğini öğrendik. Zira, Jerusalem Post gazetesine verilen demeçte Kudüs belediye başkan yardımcısı Fleur Hassan -Nahoum "bazı Arap Müslüman gençlerle Ermeni erkeklerin eski Kudüs şehrinde kavgaya karışması gibi talihsiz bir olay yaşandı" diyerek hemen olay mahalline polislerin geldiğini, gerekli hukuksal incelemelerin ardından bazı gözaltıların da gerçekleştiğini de sözlerine ekledi. Nahoum "Kudüs şehrinin ister dinî amaçlı, isterse de başka türlü olsun, hiç bir suç faaliyetlerine tolerans gösterilmeyecektir ve polisler sorumlulara gerekli cezayı verecektir" dediği öğrenildi. Ama patrikhane ısrarla saldırının İnek Bahçesi Anlaşmasının feshi için Kudüs Bölge Mahkemesi'ne sunmasına ve bu hafta başında mahkemenin de davayı kabul etmesine yanıt olarak gerçekleştiğini bildiriyor. Ama ne polis, ne de Hassan -Nahoum Perşembe günkü kavga ile İnek Bahçesi Anlaşması arasında herhangi bir bağlantıyı doğrulamadı.( kaynak)

Kudüs Ermenileri aynen Aris Nalcı gibi ortalıkta fitne çıkarmak amacıyla Save The ArQ isimli bir insiyatif oluşturdular ve bu insiyatif garip bir şekilde Ermeni diasporası tarafından gerek hukuksal, gerekse basın yolu destekleniyor.( kaynak)

Müslüman gençlerle Ermeni erkeklerin kavgaya tutuşmasını Aris Nalcı asılsız bir şekilde Ermenilere karşı İsrail'in saldırısı olarak değerlendiriyor ve bunu garip bir şekilde hiç alakası olmaksızın Azerbaycan ve Turkiye ile ilişkilendirme gafletinde bulunuyor. Oysa ki, bu olayın ne Azerbaycan, ne Türkiye, ne de İsrail yönetimiyle bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Sonuç olarak

- Türkiye'yi ve Azerbaycan'ı işgalci olarak Aris Nalcı'nin bu iddiası oldukça saçmadır, zira, hem Azerbaycan, hem de Türkiye uluslararası hukukun üstünlüğüne dayanarak kendi sınır güvenliğini sağlamak amacıyla terör unsurlarına karşı operasyon düzenliyorlar ve bu durum asla Kudüs'teki Ermeni mahallesinde iki grubun çatışması ile benzerlik teşkil etmemektedir.

- Gelişen olayların asla İnek Bahçesi Anlaşması ile bir bağı yoktur,

- Kudüs'teki Ermeni patrikhanesi olayı her ne kadar dramatik hale getirmek için çaba harcasa da, bu olay tamamen Patrikhane ile inşaat şirketi arasında rant kavgasıdır ve asla Ermenilerin bölgeden çıkarılması gibi düşünülmemelidir.