Geçtiğimiz günlerde İsviçre'de yaşayan Ermeni ve Kürt asıllı fotoğraf sanatçısı Demir Sönmez İsviçre devletine çağrıda bulunarak ülkede Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR'in faaliyetine son verilmesini istedi ve gerekçe olarak güya Azerbaycan devletinin Karabağ topraklarını işgal ettiği iddiasında bulundu.
İsviçreli yetkililere açık mektup yazan Sönmez "arabalarınızin benzin depolarının Ermeni çocuklarının kanıyla doldurulmasına izin vermeyin" dedikten sonra yıllardır söylemekten bikmadiklari cihatçı yalanını dile getirdi ve 120 binden fazla Ermeni'nin Azerbaycan'in "haksız saldırıları karşısında zorla ata topraklarından göç etmek zorunda kaldığını" belirtti. Demir Sönmez daha da ileri giderek Ermeni halkına güya savaş açan Azerbaycan devletine ait SOCAR şirketinin savaşları finanse ettiği iddiasını yineledi.
Daha önce de böyle iddialar onun ve onun gibi Avrupa'daki şahıslar tarafından dile getirildiği için SOCAR ve Migros'un bir alt kuruluşu Migrolino hakkında iddiaları hemen hemen ezberledik diyebiliriz. İkinci Karabağ Savaşı bittikten hemen sonra, yani 2020 yılının Aralık ayında Ordusuz bir İsviçre isimli sivil toplum örgütü mensupları SOCAR'in İsviçre'deki kuruluşu olan SOCAR SA'nin önünde bir gösteri düzenlemiş ve söz konusu şirketi Azerbaycan ordusuna finansal destek sağlamakla ve Ermenilere karşı soykırım yapmakta suçlamışlardi. Ne ilginçtir ki, bu gösteriyi kendi blogunda Demir Sönmez resimleriyle paylaşmıştı.
25 Eylül'de de yine İsviçre'nin başkenti Bern kentinde Katedral Meydanında toplanan yüzlerce kişi "Azerbaycan'ın sözde Artsakh denen Karabağ topraklarında yapmış olduğu terör operasyonunu saldırganlık olarak lanse etmek için sloganlar atmış ve İsviçre'den Karabağ cesur adımlar atmasını istemişlerdi.
Çeşitli Ermeni ve Ermeni yanlısı İsviçre dernekler, aynı zamanda İsviçre parlamentosundaki bazı parti yetkilileri, aynı zamanda Türkiye'den olan Ermenilerden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) kurucu eşbaşkanı Tuncay Yılmaz, aynı Parti'nin İsviçre koordinasyonunun başında bulunan, "soykırım sosyal yaşamı da bitirdi" sözleriyle bilinen, kendisini Alevi olarak takdim eden FEDA İsviçre temsilcisi Songül Çelik gibi bu gösteride hazır bulunmuşlardı. Eylemde bulunanlar ısrarla Azerbaycan'ın kendi hudutları içerisinde güvenliği sağlamak adına mutlaka birilerinden izin alması gerektiği mulahazasiyla olaya yaklaşarak, garip bir şekilde "Azerbaycan kendi topraklarında barışı sağlıyor" -diyen Rusya'nın, Türkiye'nin, İsrail'in olaya çifte standartlarla yaklaştığını dile getirmişlerdi. Konu Azerbaycan ve Azerbaycan'ın kendi sınırları dahilinde güvenliğini sağlaması iken, garip bir şekilde gasteavrupa.org haber sitesinde sonda "Ermeni halkına karşı işlenen insanlık suçlarının" Türkiye tarafından da kabul edilmemesine de vurgu yapılmıştı. Haber sitesinde bu haberi hazırlayan ve fotoğraflarını çeken kişinin yine Demir Sönmez olduğunu gördüğümüz zaman Faktyoxla Lab (Teyit Laboratuvarı) olarak bu şahsın kimliğini okurlarımız için araştırmaya karar verdik.
Öncelikle araştırmalarımız zamanı yukarıda eski Ermenistan Savunma Bakanlığı basın sözcüsü Arstrun Hovanesyanla resim çektirerek ‘‘Herşey yoluna girecek, komutan!’’ – diyerek kendisini teselli eden, yaklaşık bir ay önce Azerbaycan’ı dünya kamuoyuna şikayet eden sözde “Türk aydınları’’ndan olan Demir Sönmez’in nüfus kağıdında 1960 yılında Erzurum ili Çat ilçesi Elmapınar köyünde doğduğu yazsa da, atalarının Tunceli’den göceden Ermeniler olduğunu belirledik. Zira, Sevan Nişanyan’ın hazırladığı haritaya baktığımız zaman Elmapınar köy halkının tamamının Tunceli’den göceden Alevi Kürtler olduğu notunu görüyoruz. Ama gariptir ki, yine kendisi gibi Ermeni hayranı olan gazeteci Doğan Özgüden artigercek.com sitesinde yazdığı bir köşesinde Sönmez’in Ermeni olduğunu 50 yaşındayken öğrendiğini yazıyor: "Ben Ermeni olduğumu ancak 50 yaşındayken İsviçre'de öğrendim. Babam beni ziyarete gelmişti. Kendisine annemin bize kızınca neden 'Papazın torunları' diye bağırdığını sormuştum. O da bizim aslen Ermeni olduğumuzu, kendisinin büyük babasının da Bingöl-Kiği ilçesine bağlı bir köyün papazı olduğunu söyledi. Neden şimdiye kadar sakladığını sorduğumda ise, 'Senin bir de Ermeni olduğunu bilselerdi, seni yaşatırlar mıydı?' diye yanıtlamıştı." kaynak
Siyasi görüşleri yüzünden 1990 yılından itibaren İsviçre’de yaşayan Demir Sönmez her zaman Türkiye ve Azerbaycan aleyhinde gelişen tüm süreçlerde en ön sıralarda duruyor. Gerek sosyal medya hesaplarını (ki, facebook hesabındaki kapak fotoğrafı bile Erivan’da bulunan sözde Ermeni soykırımı anıtının resmidir), gerekse de yazdığı kişisel bloğunu, gerekse de 'Photography Geneva' sitesinde Sönmez’in Ermeni hayranlığı ve aynı zamanda Türk düşmanlığı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin 100 yıl boyunca anti demokratik ve askeri faşist diktalarla yönetildiğini iddia eden bu kişi tabii ermenihaber.am sitesine verdiği röportajda muhabirin normalleşme süreciyle ilgili sorusuna cevap verirken topu hep Türkiye'nin üzerine atıyor, diaspora Ermenilerinin bu konuda Pasinyan'a ve Ermenistan'a olan baskısından hiç mi hiç bahsetmiyor.
Hatta, daha da ileri giderek 44 günlük savaşta Türkiye'yi Ermeni halkına yeni bir soykırım projesi uygulama cesaretini bile kendinde buluyor. Röportaj seçimlerden önce yapıldığı için seçimlerle ilgiliyse bir cümle kullanıyor: Yeni hükümette Ermenistan Türkiye ilişkilerinin gelişmesine en büyük katkı HDP ve sol partilerden gelecektir. 44 günlük II Karabağ savaşı sırasında Karabağ'a ve Ermenistan'a giden: ''zavallı Ermenilerden'' ve Azerbaycan'a karşı Ermenilerin yanında duran Yezidilerin cenaze yerlerine giderek Fransa basını için yazılar yazan,
blogunda paylaştığı yazılarında Azerbaycan'a ve Türkiyeye karşı kin ve nefret kusan Sönmez 2020 yılında 40 gün süreyle yakından izlediği Artsakh savaşının ve Ermenistan'daki olayların fotoğraflarını tarihsel bir belge olarak Yaralı Yavru Kartal adlı kitabında topladı. kaynak
Kitaptan ulaştığımız bazı kısımları okurlarımıza sunuyoruz:
Demir Sönmez’in söz konusu kitaptaki sadece sonuncu resmiyle ilgili araştırma yaptık ve şunu gördük: Azerbaycan Dışişler Bakanlığı’nın 2021 yılına ait Şuşa şehrinin imarıyla ilgili hazırladığı dökümanda Kazancı Kilisesi’nin 200 metre uzaklığında İskender füzelerine rastlandığı yazıyor. Yani, bu resimdeki yıkım kesinlikle Azerbaycan Silahlı Birliklerince yapılmamıştır ve Demir Sönmez Ermenilerin yaptıkları yıkımlardan Azerbaycan’ı sorumlu tutumak istiyor. Kazancı Kilisesi’nin yakınında bulunan İskender füzelerinin parçaları da zamanında ilgili kuruluşlarca belgelenmiştir.
Azerbaycan'ın işgalci devlet olduğunu iddia eden gazeteci ilginçtir ki, otuz sene boyunca Ermenistan'in Azerbaycan topraklarını nasıl işgal ettigini, insanları kendi topraklarından nasıl göçe zorladığını asla dile getirmiyor. Vatandaş olmak isteyen Karabağ Ermenilerine bu hak Azerbaycan tarafından tanınmış olsa da, Demir Sönmez Ermenihaber'deki makalesinde duygu sömürüsü yaparak sözde Artsakh'in güya işgal edilmesinden, dünya kamuoyununsa bu duruma sessiz kalmasından bahsediyor. Azerbaycan'in kendi sınırları içinde terör operasyonu düzenlenmesini ve dünya basınının bunu uluslararası hukuka uygun bir şekilde terör operasyonu olarak değerlendirmesini gururuna yediremeyen Sönmez bu yazısında yıllarca dost dediği, kardeş dediği dünya basınına da küs olduğuna da ayrıca vurgu yapıyor. kaynak
Bu aslında Demir Sönmez'in gerek kendi blogunda, gerekse de yabancı basın organlarında yazdığı yazılarında dile getirdiği "gerçekler"den sadece bir kaç tanesi. Çektiği videolarla, fotoğraflarla, yazdığı yazılarla sürekli Türkiye ve Azerbaycan'a karşı dünya kamuoyunda olumsuz imaj oluşturmak adına çaba sarf eden Sönmez Ermenistan'da haliyle çok sevilen bir isim. Zaman zaman Ermeni basını ondan övgüyle bahsetmeyi göz ardı etmiyor. Özellikle HDP Diyarbakır eski milletvekili Garo Paylan'in haklarını savunduğu, aynı zamanda hemen hemen her yıl sözde Ermeni soykırımının anım gününde yani 24 Nisan'da Erivan'da hazır bulunduğu, her zaman bir Ermeni olarak kendi ulusunu hakkıyla savunduğu için Demir Sönmez Ermeni basınının gözdesi. Cenevre'de ikinci Karabağ savaşı'nda çektiği resimleri sergilemesi, sergilediği fotoğrafları kitap olarak basması, ayrıca dünyada artık klişeleşmiş olan Kürt sorununu Avrupa'da gündemde tutmaya gayret gösteren PKK teröristlerine destek vermesi de onu Ermeniler nezdinde değerli kılan ayrı bir özelliği...
Görüldüğü üzere
- İsviçre’de yaşayan Ermeni asıllı fotoğraf, gazeteçi Demir Sönmez sıkı Türk düşmanı ve bu düşmanlığını sürdürmek adına ne gerekiyorsa yapıyor,
- Ermeni lobisinin aktif fertlerinden olan Demir Sönmez Azerbaycanla beraber aynı zamanda Türkiye’ye de nefretini asla saklamıyor ve bunu hep dile getiriyor,
- Türkiye ve Azerbaycan aleyhine olan tüm aktivitelerde ön sıralarda olan Demir Sönmez bu aktivitelerin resimlerini çekiyor, Avrupa ve Ermeni basınında yayınlanmasını sağlıyor
- Demir Sönmez’in yazdıklarını incelediğimiz zaman yalan haber, manipülyasyon ve çarpıtma da dahil olmakla gerçek dışı çeşitli olgulara rastlıyoruz…